Ayetler

Bakara 171. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet Vakfı Meali

BAKARA SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

171. (Hidayet çağrısına kulak vermeyen) kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.

Bu ayette ele alacağım iki konu var; birincisi "çoban" kelimesi ikincisi kafirlerin sağır, dilsiz, kör diye tercüme edilmesi.

Ayetlerdeki İstiare-i Temsiliye

Sağır bir insana bir şey anlatabilir misin? Allah sağır insanlara bir peygamber gönderip, anlatılan şeyleri duymasını beklemiş midir? Duymayacakları belli. Birazcık düşünce bile bu ifadelerin aslında kafirleri anlatan mecaz ifadeler olduğunu görebiliriz. Buna istiare-i temsiliye deniyor ve Kur'an'ı Kerim'in pek çok ayetinde var. Bu mecaz ifadeleri olduğu gibi tercüme edince sanki Allah kafirleri kör, sağır, dilsiz yaratmış gibi anlaşılıyor. Halbuki Allah bu mecazlarla kafirlerin kör, sağır, dilsizmişler gibi davrandıklarını anlatıyor. Bu ve benzeri ayetlerdeki tercüme problemi benzetme edatının yazılmaması. Doğru ifade "Sanki kör, sağır, dilsiz gibiler" olmalı. Peygamber veya bugün dini anlatma konumundaki hocalar ayetleri anlatınca kafirler duydukları, gördükleri halde sanki kör, sağırmış gibi davranıyorlar. Allah onların bu durumunu istiare-i temsiliye ile anlatıyor. Daha fazla bilgi için istiare-i temsiliye ve kafirlerin bu durumunu anlatan Bakara Yedinci Ayetteki Tercüme Hatası sayfasına bakabilirsin.

Karga

Bakara 171. ayet Süleymaniye Vakfı mealinde şöyle, Vakıf herkesin "çoban" diye çevirdiği kelimeyi "karga" diye çevirmiş.

Süleymaniye Vakfı Meali

BAKARA SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

171. Kâfirlik eden bu kişilerin durumu, kendisine gelen sesi, sadece bağırıp çağırma olarak algılayıp öten karganın[*] durumu gibidir. Sağır, dilsiz ve kör kesilirler. Onlar akıllarını kullanmazlar.

[*] Âyetteki na’q ( نعق ), karganın ötmesi anlamına geldiği için (Lisân) meâl bu şekilde verilmiştir.

Bu meali okuyunca insanın aklına "karga ne alaka", "herkes yanlış da bir siz mi doğrusunuz" gibi düşünceler geliyor. Bu ayetin doğru anlaşılabilmesi için Süleymaniye Vakfı başkanı Abdülaziz Bayındır'ın Doğru Bildiğimiz Yanlışlar kitabından, 14. KONU AKLINI KULLANMAYANIN HALİ bölümünden alıntı yapacağım.

------------- Alıntı Başı -------------

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

وَمَثَلُ الَّذِينَ كَفَرُواْ كَمَثَلِ الَّذِي يَنْعِقُ بِمَا لاَ يَسْمَعُ إِلاَّ دُعَاء وَنِدَاء صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ.

“Kendilerini âyetlere kapatanların durumu, çağırma ve bağırma dışında bir anlam veremediği sese karşı öten karganın durumu gibidir. Sağır, dilsiz ve kör kesilirler. Onlar akıllarını kullanmazlar.” (Bakara 2/171)

Âyette geçen na’q ( نعق ); hem karganın ötmesi; hem de çobanın davara bağırması ve onu engellemesi anlamına gelir. Tefsirler kelimeye ikinci anlamı vererek âyeti anlaşılamaz hale getirmişler sonra kendilerini, metne uygun olmayan anlamlara zorlamışlardır. Türkçe meallerden örnekler verelim:

Diyanet Vakfı’nın meali:

(Hidâyet çağrısına kulak vermeyen) kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.

Bu mealde ( نعق )’ye çobanın davara bağırması anlamı verilmiştir. O zaman kâfirleri çobana benzetmek gerekir, o bağırtıyı işiten hayvana değil. Bu sebeple tercüme Arap dili bakımından kabul edilemez.

Elmalılı Muhammed Hamdi YAZIR:

“O kâfirlerin meseli sade bir çağırma veya bağırmadan başkasını duymaz bir kulakla haykıranın hâline benzer, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler.”

Hiçbir varlık kulak ile haykıramayacağından bu tercüme de doğru değildir.

Ömer Nasuhi BİLMEN:

“Ve kâfirlerin meseli, o hayvanların meseli gibidir ki, çağırmadan, bağırmadan başka bir şey işitmeksizin haykırır durur; sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık onlar düşünemezler.”

الَّذِي يَنْعِقُ بِمَا لاَ يَسْمَعُ إِلاَّ دُعَاًءً وَنِدَاءً

Cümlesi “…çağırmadan, bağırmadan başka bir şey işitmeksizin haykırır durur” şeklinde tercüme edilemez.

Meallerin her biri, eski tefsirlerdeki hataları günümüze taşımışlardır. Bu yanlışların sebebi, âyetler arası ilişkilere dikkat edilmemesidir. Eğer dikkat edilseydi aşağıdaki âyette yer alan benzetmeden hareketle doğru anlama ulaşılırdı. Allah Teâlâ, şöyle buyurur:

وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيرًا مِنَ الْجِنِّ وَالِْنْسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لَ يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أعَْيُنٌ لَ يبُْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ آَذَانٌ لَ يَسْمَعُونَ بِهَا أُولَئِكَ كَالَْنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُولَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ.

“Cinlerin ve insanların çoğunu sanki Cehennem odunu olsunlar diye yetiştirdik. Onların da kalpleri vardır ama (gerçeği) kavramazlar; gözleri de vardır ama ilerisini görmezler; kulakları da vardır ama (söz) dinlemezler. Onlar en’âm (koyun, keçi, sığır ve deve) gibidirler. Aslında daha düşük seviyededirler. Onlar yanılgılar içindedirler.” (A’raf 7/179)

En’âm, koyun, sığır ve deve demektir. Türkçede bunun tek bir karşılığı yoktur. Birçok meâl, “dört ayaklı” diye tercüme etmiştir. Dört ayaklı tanımına kedi, köpek, vahşi hayvanlar vs. de gireceğinden bu tercüme doğru olmaz. Koyun, sığır ve deve faydalı hayvanlardır. Kâfirler bunlardan da düşük sayıldığına göre âyette en’âmdan düşük bir hayvana işaret aranmalıdır. Bakara 171’deki ( ينعِق = yen’iqu) karganın ötmesi anlamına geldiğine göre aranan hayvan bulunmuş olur.

Gerçekten de karga en’âm’dan düşüktür. Çünkü leşle beslenir. Küçük kuşları, yumurtaları ve civcivleri yer. Yiyecek aramak için çöplükleri karıştırır. Tahıl bitkilerine, meyve ağaçlarına, sebzelere ve bağlara büyük zarar verir. Bununla birlikte gelişmiş psişik yetenekleri vardır, kolayca evcilleştirilebilir. Şu âyet, bazı kâfirlerde, kargaya benzer özellikler olduğunu bildirmektedir:

“Eline fırsat geçince tabiatı bozmaya, kaynakları ve nesilleri etkisizleştirmeye çalışır.” (Bakara 2/205)

Şu âyete göre kâfirler şerli insanlardır:

“Görmezlikten gelenler (kafirler), ister ehl-i kitaptan ister müşriklerden olsunlar, sürekli kalmak üzere Cehennem ateşine gireceklerdir. İşte onlar yaratılmışların en şerlileridir (kötüleridir).” (Beyyine 98/6)

Aşağıdaki örneklerde olduğu gibi karga ile ilgili atasözleri ve deyimler hep kötü ve zararlı insanları anlatır.

Kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmaz. Karga mandayı rahata kavuşsun diye değil, karnını doyursun diye bitler. Alacağına şahin, vereceğine karga. Karga gibi leşe konma. Karga gibi sesi olmak. Kargalar derneği.

Kâfir – karga ilişkisi, Habil – Kabil olayında da vardır. Yoldan çıkarak kardeşi Habil’i öldüren Kabil kendini, karga kadar olamamakla suçlamıştır. Bu olayı anlatan âyetler şöyledir:

“Bunlara, Adem’in iki oğluna ait şu gerçek olayı anlat. Bir gün ikisi de Allah’a sunuda bulunmuş; birininki kabul edilmiş, diğerininki edilmemişti. Sunusu kabul edilmeyen “Seni kesinlikle öldüreceğim!“ deyince diğeri, “Allah sadece kendinden çekinerek korunanların sunusunu kabul eder.” demişti.

“Sen, beni öldürmek için elini kaldırsan bile ben seni öldürmek için elimi kaldırmam. Çünkü ben, bütün varlıkların Sahibi (Rabbi)olan Allah’tan korkarım.

İsterim ki hem benim günahımı hem de kendi günahını sırtlanasın da cehennem ahalisinden olasın. Yanlış yapanların cezası işte budur.”

Diğeri, kardeşini öldürme konusunda nefsine yenik düştü ve onu öldürdü. Böylece kaybedenlerden oldu.

Allah, yeri eşeleyen bir karga gönderdi ki ona, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstersin. O da, “Yazık bana, o kadar da mı acizim! Şu karga kadar olup kardeşimin cesedini gömemedim!” dedi. Böylece yaptığına pişman olanlara katıldı.” (Maide 5/27-31)

Bütün bu sebeplerden dolayı Bakara 171. âyete şu anlamı vermek gerekir:

“Kendilerini âyetlere kapatanların durumu, çağrı ve seslenme dışında bir anlam veremediği sese karşı öten karganın durumu gibidir. Sağır, dilsiz ve kör kesilirler. Onlar akıllarını kullanmazlar.”

------------- Alıntı Sonu -------------

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim. Kafirlerin kör, sağır, dilsiz olduğunun mecaz olduğunu belirten meallerde yeşil alt çizgi ile belirttim

  1. Ali Akın

    171. O kâfirlerin durumu, seslenen çobanın sesini sadece bağırıp çağırma olarak işiten hayvanların durumu gibidir. Onlar (sanki) sağırdırlar; dilsizdirler; kördürler; onun için akıl edemezler.

  2. Bayraktar Bayraklı

    171. Allah`ın indirdiğine tâbi olma çağrısına aldırış etmeyen kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar manen sağır, dilsiz ve kördürler. Bu sebepten dolayı da düşünmezler.

  3. Diyanet İşleri

    171. İnkârcılara seslenenin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen hayvana haykıran çobanın durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler; çünkü onlar düşünmezler.

  4. Diyanet Vakfı

    171. (Hidayet çağrısına kulak vermeyen) kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.

  5. Edip Yüksel

    171. İnkarcıların durumu, sözleri ancak bağırma ve çağırma biçiminde algılayarak anlamadan tekrarlayan kişi gibidir. Sağır, dilsiz ve kördürler; düşünmezler.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    171. O kâfirlerin hali, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyerek haykıranın haline benzer; onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler.

  7. Hakkı Yılmaz

    171. Ve kâfirlerin bir kısmının; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan kişilerin hâli, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyen şeylere çoban haykırışı/ karga haykırışı yapan kimsenin hâli gibidir; sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden onlar akıl da etmezler.

  8. Hasan Basri Çantay

    171. O küfredenlerin haali bağırıb çağırışdan başka bir şey duymayan (anlamayan hayvanlara durmayıb) haykıran (bir çoban) ın haaline (ne kadar da) benziyor. (Onlar bir sürü) sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Onun için düşünmezler.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    171. İnkâr edenleri (doğru yola davet edenleri)n durumu, bağırış ve çağırıştan başka duymayan (hayvanlar)a ‘seslenip bağıran’ın durumu gibidir. Onlar, (mânen) sağır, dilsiz ve kördürler. Bu sebeple onlar, (ilâhî emirleri duysalar da) akletmezler (düşünüp emrin gereğini yerine getirmezler).

  10. Hayrat Vakfı Meali

    171. İnkâr edenler (ile onları îmâna da‘vet eden)in misâli, çağırma ve bağırmadan başka bir şey duymayan (ve anlamayan hayvanlarla, on)lara haykıran (çoban)ın hâli gibidir. (Onlar) sağırdır (hakkı işitmezler), dilsizdir (hakkı söylemezler), kördür (hakikati görmezler), bu yüzden onlar akıl erdiremezler.

  11. Hüseyin Atay

    171. İnkâr edenler, haykırılmayı sadece çağırma ve bağırma olarak duyan sürü gibidirler. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı düşünemezler.

  12. İhsan Eliaçık

    171. Kafirlerin durumu, çoban sesini bögürme olarak algılayan hayvan sürüsüne benzer. Onlar sağırdır, dilsizdir ve kördürler. Onların aklı ve vicdanları donmuştur.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    171. O kâfir olmuş kimseler(e vaaz eden) in şaşılacak durumu; bir çağrı ve seslenişten başka bir şey duymayan (hayvanlar gibi idrâksiz) şeylere bağırmakta olan (çoban)ın durumuna benzer. (Hayvanlar çobanın haykırışından bir mana çıkaramayıp, sadece kuru bir ses işittikleri gibi, kalpleri mühürlü kâfirlere de ne kadar vaaz edilse, hiç etkilenmezler. Çünkü onlar) sağırlardır, dilsizlerdir ve körlerdir. Bu (üç duyudan mahrum olmaları) sebeb(iy)le onlar (vaazu nasihatlerden hiçbir şey) anlayamazlar.

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    171. İnkar edenleri imana çağıran (peygamber) ile inkar edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.

  15. Mehmet Akif Ersoy

    171. Küfre sapmışları yola getirmeye uğraşanların hâli tıpkı duyduğu sesler arasında çağırıştan, haykırıştan başkasını anlamazlara seslenen kimsenin hâlidir. Bunlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, idrak edemezler.

  16. Mehmet Okuyan

    171. Kâfir olanların durumu, (çobanın) bağırıp çağırmasından başka bir şey duymayanın durumuna benzer. Onlar (gerçeğe karşı) sağırdır, dilsizdir, kördür; onlar akıl da etmezler.

  17. Mustafa İslamoğlu

    171. İşte inkarda direnen bu kimselerin durumu, şu (sürüye) benzer: Bir sürü (düşünün ki), çobanın canhıraş haykırışını yalnızca çığlık-bağlık olarak algılıyor. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; çünkü onlar akıllarını kullanmazlar.

  18. Mustafa Öztürk

    171. ["Atalarımızın dinini asla terk etmeyiz." diyen] o kafirlerin durumu, çobanın seslendiği davar sürüsünün durumu gibidir. Zira sürü çobanın haykırışlarını duyar; fakat ne dediğini anlamaz. İşte o kafirler manen sağır, dilsiz ve kördürler; bu yüzden hakikati anlamazlar.

  19. Ömer Nasuh Bilmen

    171. Ve kâfirlerin meseli, o hayvanların meseli gibidir ki, çağırmadan, bağırmadan başka bir şey işitmeksizin haykırır durur; sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık onlar düşünemezler.

  20. Sadık Türkmen

    171. Kâfirlerin hali, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan, hayvanlara haykıran o kimsenin (çobanın) hali gibidir. Onlar (o kâfirler) sağırlar, dilsizler ve körler gibidirler. Artık onlar anlamak istemiyorlar.

  21. Süleyman Ateş

    171. O inkâr edenler(i Hakk’a çağıran)ın durumu, tıpkı bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen (işittiği sesin mânâsını anlamayan hayvanlar)a haykıran kimsenin durumu gibidir. (Onlar), sağır, dilsiz ve kördürler, onun için düşünmezler.

  22. Süleymaniye Vakfı

    171. Kâfirlik eden bu kişilerin durumu, kendisine gelen sesi, sadece bağırıp çağırma olarak algılayıp öten karganın durumu gibidir. Sağır, dilsiz ve kör kesilirler. Onlar akıllarını kullanmazlar.

  23. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    171. (Hidayet çağrısına kulak vermeyen) kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. (Sanki) onlar sağırlar, dilsizler, körlerdir de düşünmezler.

  24. Yaşar Nuri Öztürk

    171. O küfre sapanların durumu, bağırıp çağırma dışında bir şeyi işitmeyen varlıklara haykıranın durumuna benzer. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden akıllarını işletemez onlar.