Ayetler

Bakara 247 ve 251. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet İşleri Meali

BAKARA SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

247. Peygamberleri onlara "Allah size Tâlût’u hükümdar olarak gönderdi" dedi. "Biz hükümdarlığa ondan daha lâyık iken ve ona da servet bakımından bir genişlik verilmemişken onun üzerimize hükümdarlığı nasıl olur?" dediler. Peygamber "Allah onu sizin için seçti, kendisini ilimde ve bedende daha güçlü kıldı" dedi. Allah mülkünü dilediğine verir ve Allah (zât ve sıfatlarında) sınırsızdır, her şeyi bilir.

251. Sonunda Allah’ın izniyle onları yendiler, Dâvûd da Câlût’u öldürdü ve Allah ona hükümranlık ve hikmet verdi, ona dilediği şeyleri öğretti. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmı ile diğer kısmını engellemesi olmasaydı yeryüzünde düzen bozulurdu. Fakat Allah’ın âlemler için büyük lutufları vardır.

Allah 247. ayette mülkünü dilediğine vermiyor, keyfi seçim yapmıyor. Bir insanı diğerlerine tercih ederek yetkilendiriyor. Tercih ettiği kişiler elbette o işe en uygun, en layık insanlar olmalı. 251. ayette ise yine dilediği şeyleri değil ne lazımsa onu öğretiyor. Âyette dileme diye çevrilen şâe = شاء fiilinin kökü, “var etme” anlamında olan şey =شيء’dir. (Müfredât). Buna göre şâe = شاء fiilinin öznesi Allah olursa “gerekeni yarattı” insan olursa “tercihinin gereğini yaptı” anlamına gelir. Ayetlerin doğru tercümesi şöyle;

Süleymaniye Vakfı Meali

BAKARA SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

247. Nebileri onlara “Allah, size kral olarak Tâlût’u görevlendirdi” dedi. “O bize nasıl kral olabilir? Krallık ondan çok bizim hakkımızdır. Ona fazla bir mal verilmiş de değil!” dediler. Nebi, “Onu başınıza Allah seçti. Ona, bilgi ve vücut bakımından üstünlük de verdi. Allah yetkiyi, tercih ettiğine[*] verir.” dedi. Allah’ın imkânları geniştir, her şeyi bilir.

[*] Burada Allah’ın yaptığı şey, bir kulunu tercih ederek yetkili konuma getirmesidir.

251. Sonra Allah’ın izniyle onları yenilgiye uğrattılar. Davut, Câlût’u öldürdü. Allah, ona hükümdarlık ve hikmet[*] verdi; gerekli gördüğü her şeyi öğretti. Allah insanların bir kısmıyla diğerlerini engellemezse, yeryüzünde düzen bozulur. Neyse ki Allah herkese lütufta bulunmaktadır.

[*] Doğru karar alma kabiliyeti.

Şâe شاء Fiiliyle İlgili Ayrıntılı Açıklama

شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili

شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    247. Peygamberleri de onlara demişti ki: “Kuşkusuz Allah, Talût’u sizin için hükümdar olarak göndermiştir.” Onlar demişlerdi ki: “O, bize nasıl hükümdar olabilir? Biz, hükümdarlığa ondan daha lâyıkız. Hem ona geniş bir servet de verilmemiş.” Peygamberleri demişti ki: “Onu sizin üzerinize hükümdar olarak Allah seçmiş ve ona ilimde ve cisimde (bedende) üstünlük, genişlik vermiştir. Hem de Allah, hükümdarlığını dilediğine verir. Zaten Allah, Vâsi’dir (rahmeti, çok geniştir), Alim’dir (her şeyi hakkıyla bilendir).

    251. Sonunda mü’minler, kâfirleri Allah’ın izniyle bozguna uğratmışlar; Davud da, Calût’u öldürmüştü; Allah da, Davud’a hem hükümdarlık, hem de hikmet (peygamberlik) vermişti; ayrıca dilediği ilimlerden de ona öğretmişti. Eğer Allah, insanların bir kısmının şerrini diğerleriyle ortak dan kaldırmamış olsaydı, yeryüzünün düzeni mutlaka alt üst olurdu. Ancak Allah, bütün âlemlere karşı lütufkârdır.

  2. Bayraktar Bayraklı

    247. Onların peygamberi, toplumunun önde gelenlerine, “Bakın” dedi; “Allah, Tâlût`u size hükümdar olarak tayin etti!” Onlar, “Biz hükümdarlığa ondan daha lâyık iken ve ona fazla bir servet de verilmemişken nasıl bizim üzerimize hüküm sahibi olabilir?” dediler. Peygamber, “Bakın” dedi; “Allah onu sizden daha üstün kılmış, ona derin bilgi ve mükemmel bir beden bahşetmiştir. Allah hükümranlığı istediğine verir; zira Allah, her şeyi kuşatan ve her şeyi bilendir.”

    251. Bunun üzerine, Allah`ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Dâvûd da Câlût`u öldürdü; Allah ona hükümranlık ve hikmet verdi ve istediği her şeyin bilgisini öğretti. Eğer Allah, insanlara kendilerini başkalarına karşı savunma gücü vermeseydi, yeryüzü çürüme ve yozlaşmaya maruz kalırdı. Allah, bütün insanlara karşı sınırsız lütuf sahibidir.

  3. Diyanet İşleri

    247. Peygamberleri onlara "Allah size Tâlût’u hükümdar olarak gönderdi" dedi. "Biz hükümdarlığa ondan daha lâyık iken ve ona da servet bakımından bir genişlik verilmemişken onun üzerimize hükümdarlığı nasıl olur?" dediler. Peygamber "Allah onu sizin için seçti, kendisini ilimde ve bedende daha güçlü kıldı" dedi. Allah mülkünü dilediğine verir ve Allah (zât ve sıfatlarında) sınırsızdır, her şeyi bilir.

    251. Sonunda Allah’ın izniyle onları yendiler, Dâvûd da Câlût’u öldürdü ve Allah ona hükümranlık ve hikmet verdi, ona dilediği şeyleri öğretti. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmı ile diğer kısmını engellemesi olmasaydı yeryüzünde düzen bozulurdu. Fakat Allah’ın âlemler için büyük lutufları vardır.

  4. Diyanet Vakfı

    247. Peygamberleri onlara: Bilin ki Allah, Tâlût’u size hükümdar olarak gönderdi, dedi. Bunun üzerine: Biz, hükümdarlığa daha lâyık olduğumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniş imkânlar verilmemişken o bize nasıl hükümdar olur? dediler. «Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir» dedi.

    251. Sonunda Allah’ın izniyle onları yendiler. Davud da Câlût’u öldürdü. Allah ona (Davud’a) hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti. Eğer Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu. Lâkin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir

  5. Edip Yüksel

    247. Peygamberleri onlara, "ALLAH size lider olarak Talut’u atadı" dedi. Onlar, "Biz yönetime ondan daha layık olduğumuz halde nasıl olur da üzerimize buyruk sahibi olabilir? Üstelik zengin biri de değil" dediler. O da, "ALLAH onu üzerinize seçti. Onun bilgi ve beden gücünü arttırdı" dedi. ALLAH mülkünü dilediğine verir. ALLAH Cömerttir, Bilendir.

    251. Nihayet ALLAH’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Talut Calut’u öldürdü. ALLAH ona hükümdarlık ve anlayış verdi, ona dilediğini öğretti. ALLAH insanların bir kısmıyla bir kısmını savmasaydı yeryüzü bozulurdu. Fakat ALLAH tüm yaratıklara karşı lütuf sahibidir.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    247. Peygamberleri onlara: «Allah, size hükümdar olmak üzere Talût’u gönderdi.» demişti. Onlar: «Ona bizim üzerimize hükümdar olmak nereden geldi? Oysa hükümdarlığa biz ondan daha lâyıkız, ona maldan bir genişlik, bir bolluk da verilmemiştir.» dediler. Peygamberleri de «Onu sizin başınıza Allah seçmiş ve ona bilgi ve vücut bakımından bir güç, bir genişlik vermiştir.» dedi. Hem Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah’ın rahmeti geniştir, o her şeyi bilir.

    251. Derken, Allah’ın izniyle onları tamamen bozdular. Davud, Calut’u öldürdü ve Allah, kendisine hükümdarlık ve hikmet (peygamberlik) verdi ve ona dilediği şeylerden de öğretti. Eğer Allah’ın, insanları birbirleriyle savması olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulur giderdi. Fakat Allah, bütün âlemlere karşı büyük bir lütuf sahibidir.

  7. Hakkı Yılmaz

    247. Peygamberleri de onlara, “Şüphesiz Allah, size hükümdar olarak Tâlût’u gönderdi” demişti. İsrâîloğulları, “O, bizim üzerimize nasıl hükümdar olur, oysa hükümdar olmaya biz ondan daha çok hak sahibiyiz, ona maldan bir genişlik, bir bolluk da verilmemiştir” dediler. Peygamberleri, “Onu sizin başınıza Allah seçmiş ve onu bilgi ve vücut bakımından fazlalıklı kılmıştır” dedi. Allah da, mülkünü dilediği kimseye verir. Ve Allah, bilgisi ve rahmeti geniş ve sınırsız olandır, çok iyi bilendir.

    251. Sonra da, Allah’ın izniyle/ bilgisiyle Câlût ve ordusunu bozguna uğrattılar. Dâvûd da Câlût’u öldürdü ve Allah, kendisine hükümdarlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri verdi. Ona dilediği şeylerden de öğretti. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını diğer bir kısmıyla savması olmasaydı, yeryüzü kesinlikle bozulur giderdi. Fakat Allah, âlemler üzerinde büyük bir armağan sahibidir.

  8. Hasan Basri Çantay

    247. Onlara peygamberleri: «Hakıykat, Allah size bir pâdişâh olarak Taalût’u göndermişdir» dedi. Dediler ki: «Biz hükümdarlığa ondan daha lâyık iken ve ona maldan da bir bolluk verilmemişken nasıl olur da bizim başımızda padişahlık onun olabilir?» (Peygamber) dedi: «Şübhesiz Allah onu sizin üstünüze beğenib seçmişdir. Ona bilgice, vücudca (kuvvetçe) de bir üstünlük vermişdir. Allah mülkünü kime dilerse ona verir. Allah (in rahmeti, ilmi her şey’e yaygın ve lutf-ü keremi) boldur. Gerçek bilicidir.

    251. Derken (düşmanla karşılaşır karşılaşmaz) Allahın izniyle onları (düşmanlarını) bozguna uğratdılar (Mü’minlerin arasında bulunan) Dâvud da Câlutu öldürdü. Allah da ona (Eşmuîlin ve Taalutun vefatından sonra, bir arada) saltanat ve hikmeti (peygamberliği) verdi ve daha dilemekde olduğundan da ba’zı şeyler öğretdi. Eğer Allah insanların bir kısmını diğer bir kısmı ile önleyib savmasaydı yer (yüzü) muhakkak fesada uğrardı. Fakat Allah, âlemlere karşı büyük fazi (-u inayet) saahibidir.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    247. Peygamberleri onlara: “Allah şüphesiz size Tâlût’u hükümdar olarak gönderdi” dedi. (Onlar da) dediler ki: “Biz hükümdarlığa ondan daha layık iken ve ona mal (servet) yönünden geniş imkân verilmemişken, o bize nasıl hükümdar olabilir?” (Peygamber de onlara): “Allah, şüphesiz onu üzerinize (hükümdar) seçmiş ve geniş bir ilim ve sağlam bir vücut vererek onun gücünü artırmıştır.” dedi. Allah mülkünü (hükümranlığı) dilediğine verir. Allah ‘rahmet ve ihsanı bol olan’ ve (her şeyi) bilendir.

    251. Derken, Allah’ın izniyle o (kâfir)leri bozguna uğrattılar. Davud (düşman hükümdarı olan) Câlût’u[110] öldürdü. Allah da ona (Davud’a) hükümdarlık ve hikmet (peygamberlik ve Zebur’u) verdi ve ona (zırh yapmak, kuşlarla konuşmak ve güzel sesle okumak gibi) dilediği şeylerden öğretti. Eğer Allah’ın insanları birbiriyle önleyip savması (ortadan kaldırması) olmasaydı, yeryüzü muhakkak fesada uğrardı; fakat Allah, âlemler üzerine büyük lütuf sahibidir.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    247. Bunun üzerine peygamberleri onlara şöyle dedi: `Şübhesiz ki Allah, size hükümdar olarak doğrusu Tâlût`u göndermiştir.` Dediler ki: `Biz hükümdarlığa ondan daha lâyık olduğumuz hâlde ve mal cihetiyle (kendisine) bir genişlik verilmemişken, üzerimize onun hükümdar olması nasıl olur?` (Peygamberleri ise) şöyle dedi: `Muhakkak ki Allah, onu üzerinize seçti ve ilim ve cisimde bir genişlik (ve kuvvet) cihetiyle onu (sizden) fazla kıldı. Çünki Allah, mülkünü dilediği kimseye verir.` Ve Allah, Vâsi` (lütfu geniş olan)dır, Alîm(hakkıyla bilen)dir.

    251. Sonunda Allah`ın izni ve lütfuyla onları yendiler. Dâvûd, Câlût`u öldürdü. Allah kendisine devlet, hükümdarlık, peygamberlik, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisi verdi. Allah`ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olan bazı şeyleri de ona öğretti. Eğer Allah insanların bir kısmıyla diğer bir kısmının devletlerini, medeniyetlerini ortadan kaldırmasa, iktidarlarından uzaklaştırmasa, zulümlerine karşı koydurmasa, azgınlarını, kötülük yapanlarını engelletmese, insanlara savunma imkânı vermeseydi, ülkelerin, yeryüzünün düzeni, dengesi bozulurdu. Fakat Allah bütün insanlığa, bütün varlıklara karşı lütuf ve kerem sahibidir.

  11. Hüseyin Atay

    247. Peygamberleri onlara "Doğrusu, Allah Talutu size hükümdar olarak gönderdi" dedi. "Biz hükümdarlığa ondan daha uygun iken ve ona malca da bir genişlik verilmemişken, o bize nasıl hükümdar olabilir? dediler. "Doğrusu, Allah sizin üstünüze onu seçti, bilgice ve vücutça gücünü artırdı. Allah hükümdarlığını dilediğine verir ve Allah kuşatıcıdır, bilendir."

    251. Allah'ın yardımı ile onları bozguna uğrattılar. Davud da Calut'u öldürdü. Allah Davud'a hükümdarlık, bilgelik verdi ve ona dilediğinden öğretti. Allah insanları birbirleriyle savmamış olsaydı, yeryüzü bozgunculuğa uğrardı. Ancak, Allah âlemlere iyilik sahibidir.

  12. İhsan Eliaçık

    247. Elcileri onlara: "Bilin ki Allah size komutan olarak TaTut'u atadı." dedi. Bunun üzerine, "Biz, liderliğe daha layık olduğumuz halde, mail mülkü olmayan yoksul birisi bize nasıl komutan olur?" dediler. "Allah onu seçti; bilgili ve bahadir birisi. Allah mülkünü layık gördüğüne verir. Allah her şeyi kuşatan ve her şeyi bilendir." dedi.

    251. Sonunda Allah'ın izniyle onları yendiler. Davut da Câlût'u öldürdü. Allah, Davut'a önderlik ve bilgelik verdi; istediği ilimlerden ona öğretti. Eğer Allah kötüleri iyilerle defetmeseydi yeryüzü altüst olurdu. Allah, insanlığa karşı alabildiğine cömerttir.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    247. Peygamberleri onlara: “Şüphesiz Allâh (bu isteğinize karşılık) bir hükümdar olarak muhakkak size Tâlût’u gönderdi!” demişti. Onlar: “Biz (saltanat ve) mülke ondan daha lâyık iken ve kendisine maldan bir genişlik verilmemişken, onun için bizim üzerimize mülk (ve hâkimiyet) nasıl olabilir?” demişlerdi. O (peygamberleri de onlara): “Şüphesiz ki Allâh onu sizin üzerinize (birtakım meziyetlerle) seçmiş ve hem ilimde, hem cisimde (, özellikle de harp bilgisi açısından, ayrıca boy bos, güç, kuvvet ve güzellik hususunda) genişlik bakımından ona fazlalık vermiştir. (Hâkimiyet ve yöneticilik babadan atadan verâsetle olacak şey değildir.) Allâh mülkünü dilediğine verir. (Zira) Allâh (, fakir ve imkânsız kullarını zengin ve hâkim edecek derecede lütuf ve ihsânı geniş olan bir) Vâsi’dir; (mülk ve saltanata kimin daha lâyık olduğunu belirleyecek üstün ilme sahip bir) Alîm’dir.” demişti.

    251. Derken (düşmanla karşılaştıklarıanda) Allâh’ın izniyle hemen onları hezimete uğrattılar. (Tâlût’un ordusunda babası Îşâ ile birlikte bulunan en küçük oğlu) Dâvûd da Câlût’u öldürdü. Böylece Allâh (zamanın peygamberi İşmevîl (Aleyhisselâm)ın ve Tâlût’un vefatından sonra, o zamana kadar ayrı olan mülkle nübüvveti ilk olarak Dâvûd (Aleyhisselâm) da birleştirerek) ona saltanatı da, hikmeti (ve peygamberliği) de verdi ve ona dilediği şeylerden bir kısmını (, özellikle zırh dokuma ve hayvanlarla konuşmagibi meziyetleri) öğretti. Allâh’ın, insanları; bir kısımla(rının hayrıyla) diğer kısımlarını(n şerrini) savması olmasaydı, elbette yerin tamamı(nın yararlı düzenleri çoktan) bozulmuştu. Velâkin Allâh tüm âlemlere karşı büyük fazl (ve iyilik) sahibidir.

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    247. Peygamberleri onlara, "Allah size Tâlût'u hükümdar olarak gönderdi" dedi. Onlar, "O bizim üzerimize nasıl hükümdar olabilir? Biz hükümdarlığa ondan daha lâyığız. Ona zenginlik de verilmemiştir" dediler. Peygamberleri şöyle dedi: "Şüphesiz Allah onu sizin üzerinize (hükümdar) seçti, onun bilgisini ve gücünü artırdı." Allah mülkünü dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.

    251. Derken, Allah'ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davud, Câlût'u öldürdü. Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Allah'ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu. Ancak Allah, bütün âlemlere karşı lütuf sahibidir.

  15. Mehmet Akif Ersoy

    247. Sonra, peygamberleri "İşte, Allah Tâlût'u sizlere emîr gönderdi" dedi. "O bizim üzerimize nasıl emîr olabilir ki riyasete bizler ondan daha ehil olduğumuz gibi kendisine mal genişliği de verilmiş değil" dediler. "Allah onu aranızdan seçerek üzerinize geçirmiş; hem ilim hem cisim itibariyle kendisine büyük kudret vermiş. Allah mülkünü dilediğine ihsan eder. Allah'ın lütfü geniş, ilmi nihayetsizdir" dedi.

    251. Allah'ın izniyle onları bozdular. Dâvud Câlût'u öldürdü ve Allah kendisine hem emirlikle beraber hikmet verdi, hem ona dilediğini öğretti. Allah insanlardan bir takımını diğerinin eliyle ortadan kaldırmasaydı yeryüzü fesada varırdı.

  16. Mehmet Okuyan

    247. Peygamberleri onlara “Elbette Allah, Talut’u size hükümdar olarak gönderdi (görevlendirdi)” deyince, onlar “Biz hükümdarlığa daha layık olduğumuz hâlde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniş imkânlar verilmemişken, nasıl o bize hükümdar olur?” demişlerdi. (O peygamber) şöyle demişti: “Allah onu sizin üzerinize seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah, hükümdarlığı dilediğine (layık olana) verir. Allah, (imkânları) geniş olandır, bilendir.”

    251. Allah’ın izniyle onları yenmişler, Davud da Calut’u öldürmüştü. Allah ona (Davud’a) hükümdarlık ve hikmet (doğru hüküm verme yeteneği) vermiş, dilediği ilimlerden öğretmişti. Allah’ın insanlardan bir kısmını(n kötülüğünü) diğerleriyle savması olmasaydı, elbette yeryüzü bozguna uğrardı. Fakat Allah bütün insanlığa karşı iyilik sahibidir.

  17. Mustafa İslamoğlu

    247. Peygamberleri onlara, "İşte, Allah size Talut`u hükümdar tayin etti" deyince şöyle karşı çıktılar: "Biz yönetime ondan daha layıkken ve ona büyük bir servet de verilmemişken, nasıl olur da o bizim üzerimize otorite sahibi olabilir ki?" Cevap verdi: Çünkü Allah onu seçti, ilimde kuşatıcı bir derinlik ve fiziki üstünlük sahibi kıldı. Ve Allah otoriteyi dilediğine bahşeder: zira Allah sınırsız güç sahibidir, her şeyi bilendir.

    251. Bunun üzerine, Allah`ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Ve Davut Calut`u öldürdü, bunun ardından Allah da ona hükümranlık ve adil hüküm liyakati verdi ve dilediklerine öğretti. Eğer Allah insanların bazısını diğer bazısıyla savunmamış olsaydı, yeryüzü fesada giderdi. Ve fakat Allah bütün varlıklara karşı sınırsız lütuf sahibidir.

  18. Mustafa Öztürk

    247. Peygamberleri [Samuel] onlara, "Allah Tfilüt'u [Saul] size hükümdar tayin etti . " dedi. Fakat onlar, "Biz hükümdarlığa ondan daha layığız. Böyleyken onun başımıza hükümdar tayin edilmesi olacak şey mi?! Kaldı ki onun malı-mülkü de yok." diye itiraz ettiler. Bunun üzerine peygamberleri onlara şöyle dedi: "Ama Allah hükümdar olarak onu seçti; [malmülk vermedi ama] onu bilgili ve güçlü kıldı. [Bilin ki] Allah hükümdarlığı dilediğine/ layık gördüğüne verir. Allah lütuf ve nimette hem çok cömerttir hem de lütfuna kimin layık olduğunu çok iyi bilir."

    251. Sonunda Allah'ın izniyle Calut'un ordusunu bozguna uğrattılar. Bu savaşta Davud, Calut'u öldürdü. Allah Davud'a hükümdarlık ve peygamberlik verdi; ona dilediği [öğrenmesi gereken] şeyleri öğretti. Allah kimi insanların şerini kimi insanlar vasıtasıyla bertaraf etmeseydi yeryüzünde düzen tamamen alt-üst olurdu. Lakin Allah insanlara karşı çok lütufkardır.

  19. Ömer Nasuh Bilmen

    247. Ve onlara peygamberleri dedi ki: «İşte Allah Teâlâ size hükümdar olmak üzere Tâlut’u gönderdi.» Dediler ki: «Bizim üzerimize onun hükümdar olması nasıl olabilir? Halbuki, biz mülke ondan daha haklıyız. Kendisine malca da bir genişlik verilmiş değildir.» Peygamberleri de dedi ki: «Şüphesiz Allah Teâlâ onu sizin üzerinize intihap etmiştir ve ona ilim ve cisim itibariyle de bir ziyâde vüs’at vermiştir. Ve Hak Teâlâ mülkünü dilediğine verir. Ve Allah-ü Azîmüşşan vâsidir ve alîmdir.»

    251. Hemen onları Allah Teâlâ’nın izniyle hezimete uğrattılar ve Dâvud, Câlût’u öldürdü ve Allah Teâlâ O’na mülk ve hikmet verdi ve dilediğinden ona talîm buyurdu. Ve eğer Hak Teâlâ’nın insanları birbiriyle defetmesi olmasaydı yeryüzü mutlaka fesada uğramış olurdu. Fakat Allah Teâlâ âlemler üzerine fazl-ü kerem sahibidir.

  20. Sadık Türkmen

    247. Peygamberleri onlara; "Allah size Talut’u hükümdar olarak gönderdi" dedi. Onlar; "O bizim üzerimize nasıl hükümdar olabilir? Biz hükümdarlığa ondan daha lâyığız. Ona zenginlik de verilmemiştir" dediler. Peygamberleri şöyle dedi: "Şüphesiz Allah, onu sizin üzerinize (hükümdar) seçti, onun bilgisini ve gücünü arttırdı." Allah mülkünü (çalışmakla elde edilemeyen şeyleri, yani; Peygamberlik ve Peygamberlere verilen Mucizeleri) dilediğine (insanların içinden seçtiği Rasûllere) verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.

    251. Derken, Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davud, Calut’u öldürdü. Allah ona (Davud’a) hükümdarlık ve Hikmet (problemleri çözüme kavuşturma bilimini) verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Alah’ın, insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzünde yaşam bozulurdu. Ancak Allah bütün alemlere karşı lütuf sahibidir.

  21. Süleyman Ateş

    247. Peygamberleri onlara dedi ki: "Allâh Talût’u size hükümdar gönderdi." Dediler ki: "O bizim üzerimize nasıl hükümdar olabilir? Biz hükümdarlığa ondan daha lâyıkız, ona bol mal da verilmemiştir." Dedi: "Allâh onu sizin üzerinize (hükümdar) seçti, onun bilgisini ve gücünü artırdı." Allâh mülkünü dilediğine verir. Allâh(ın lutfu) geniştir, (O, herşeyi) bilendir.

    251. Derken, Allâh’ın izniyle onları bozdular, Dâvûd Câlût’u öldürdü; Allâh ona (Dâvûd’a) hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Allâh, insanların bir kısmıyle diğerlerini savmasaydı, dünyâ bozulurdu. Fakat Allâh, bütün âlemlere karşı lutuf sâhibidir.

  22. Süleymaniye Vakfı

    247. Nebileri onlara “Allah, size kral olarak Tâlût’u görevlendirdi” dedi. “O bize nasıl kral olabilir? Krallık ondan çok bizim hakkımızdır. Ona fazla bir mal verilmiş de değil!” dediler. Nebi, “Onu başınıza Allah seçti. Ona, bilgi ve vücut bakımından üstünlük de verdi. Allah yetkiyi, tercih ettiğine verir.” dedi. Allah’ın imkânları geniştir, her şeyi bilir.

    251. Sonra Allah’ın izniyle onları yenilgiye uğrattılar. Davut, Câlût’u öldürdü. Allah, ona hükümdarlık ve hikmet verdi; gerekli gördüğü her şeyi öğretti. Allah insanların bir kısmıyla diğerlerini engellemezse, yeryüzünde düzen bozulur. Neyse ki Allah herkese lütufta bulunmaktadır.

  23. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    247. Peygamberleri onlara: “Allah, size Tâlût'u hükümdar olarak gön derdi” dedi. Onlar da: “Biz hüküm darlığa ondan daha layık iken ve ona mal (servet) yönünden geniş imkan verilmemişken, o bizim üzerimize nasıl hükümdar olabilir?” de diler. Peygamberleri onlara: “Allah onu hükümdar olarak seçerek başınıza getirdi, Ona bilgi ve vücut gücü bakımından üstünlük bağışladı” dedi. Allah mülkünü uygun gördüğüne verir. Zira Allah her şeyi kuşatan, her şeyi bilendir."

    251. Sonunda Allah'ın izniyle onları yendiler. Davud da Câlût'u öldürdü. Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet (yani isabetli karar verme yeteneği) verdi, Ona uygun gördüğü her şeyi öğretti. Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü alt üst olurdu. Lâkin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir.

  24. Yaşar Nuri Öztürk

    247. Peygamberleri onlara dedi ki: "Allah, Tâlût’u size kral gönderdi." Şöyle konuştular: "O bizim üzerimizde nasıl saltanat kurabilir? Yönetimde biz ondan daha çok hak sahibiyiz. Ona bir mal genişliği de verilmemiştir." Peygamber dedi ki: "Allah onu seçip size üst olarak gönderdi. Onu bilgi ve beden gücü yönünden üstün kıldı." Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah, mülkü genişletendir, her şeyi bilendir.

    251. Nihayet Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Ve Dâvud Câlût’u öldürdü. Ve Allah, Dâvud’a mülk/saltanat ve hikmet verdi. Ve ona dilediği şeylerden öğretti. Eğer Allah’ın, bazı insanları diğer bazılarıyla savması olmasaydı, yeryüzü bozguna uğrardı. Ama Allah âlemlere karşı çok lütufkardır.