Ayetler

Enam 111. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet İşleri Meali

ENAM SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

109. Kendilerine bir mûcize gelirse ona mutlaka inanacaklarına dair Allah adına kuvvetle yemin ettiler. De ki: "Mûcizeler ancak Allah’a aittir." Ama mûcize geldiğinde de inanmayacaklarının farkında mısınız?

110. O’na iman etmedikleri ilk durumdaki gibi (mûcize gösterdikten sonra da) yine onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz. Ve onları şaşkın olarak taşkınlıkları içinde bırakırız.

111. Eğer (istedikleri gibi) onlara melekleri indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah dilemedikçe yine de inanacak değillerdi; fakat çokları bunu bilmezler.

Müşrikler peygamberimizden (a.s) mucize istemiş, Allah 109. ayette Müslümanlara bir bilgi veriyor; "mucizeyi görseler de inanmazlar" diyor. 111. ayette Allah, müşriklerin inanmamak için çok kararlı tavırlarını anlatmaya devam ediyor. Bu müşrikler melekleri de görse, ölüler kendilerine de konuşsa inanmayacakmış. Ayette dileme diye çevrilen fiil Şâe. Bu fiilin anlamı Hicri üçüncü asırdan sonra değiştirilmiş. Şâe شاء fiili insanlar için kullanıldığında bir şeyi tercih edip, elde etmek için gereken çalışmayı yapmak anlamındadır. Hiç bir insan hedeflediği amaca dileyerek, isteyerek ulaşamaz ancak gerekli çalışmaları yaparak ulaşabilir. İnanmak için gerekeni müşrikler değil de Allah yapsaydı herkes inanırdı çünkü Allah o zaman emir vermiş olurdu, inanmayan kimse kalmazdı. Bu sefer de imtihanın bir anlamı olmazdı. Enam 111. ayetlerin doğru tercümesi şöyle;

Süleymaniye Vakfı Meali

ENAM SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

109. “Bize bir mucize gelsin, ona mutlaka inanacağız[*]” diye var güçleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki "Mucizeler Allah katındadır." Siz nereden bileceksiniz; onlara istedikleri mucize gelse bile inanmazlar!

110. Onların gözlerini ve gönüllerini çeviririz de ilk seferinde inanmadıkları gibi olurlar. Onları taşkınlıkları içinde bocalar halde bırakırız.

111. Biz onlara melekleri indirsek, ölüler onlarla konuşsa ve her şeyi önlerine döksek, yine de inanıp güvenmezler; tercihi Allah yaparsa[*] başka. Ama (tercihi onlara bıraktığı için) çoğu cahilce davranır.

[*] şâe = شاء fiili ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz En’am 6/35. ayetin dipnotu. Burada yaratması beklenen imandır. Allah sadece “doğruya yöneleni kendine yöneltir” (Ra’d 13/27) ama insanların çoğu, kendini düzeltmeden mümin sayılmak ister.

Şâe شاء Fiiliyle İlgili Ayrıntılı Açıklama

شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili

شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    111. Eğer gerçekten Biz (onların istedikleri gibi) kendilerine melekler indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı ve var olan bütün nesneleri anlattıklarımıza kefil (şahit) olarak bölük, bölük karşılarında toplasaydık, Allah (icbârf olarak) dilemedikçe onlar yine de iman edecek değillerdi. Ancak o kâfirlerin çoğu da bunu bilmezler. (Onun için yemin ediyorlar. Müslüman’ların çoğu da bunu bilmezler. Onun için o mucizelerin gösterilmesini istiyorlar.)

  2. Bayraktar Bayraklı

    111. Biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah dilemedikten sonra yine inanmazlardı; fakat çokları cehalet üretiyorlar.

  3. Diyanet İşleri

    110. O’na iman etmedikleri ilk durumdaki gibi (mûcize gösterdikten sonra da) yine onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz. Ve onları şaşkın olarak taşkınlıkları içinde bırakırız.

    111. Eğer (istedikleri gibi) onlara melekleri indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah dilemedikçe yine de inanacak değillerdi; fakat çokları bunu bilmezler.

  4. Diyanet Vakfı

    111. Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah dilemedikçe yine de inanacak değillerdi; fakat çokları bunu bilmezler.

  5. Edip Yüksel

    111. Onlara melekleri indirsek, kendileriyle ölüler konuşsa ve her şeyi getirip önlerine toplasak, ALLAH’ın diledikleri hariç, yine onaylayacak değillerdir. Fakat çoğu bu gerçeği bilmez.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    111. Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah’ın diledikleri hariç, yine de inanacak değillerdi, fakat çokları bunu bilmezler.

  7. Hakkı Yılmaz

    111. Ve eğer Biz, şüphesiz onlara birtakım güçler indirseydik, onlara ölüler söz söyleseydi ve her şeyi karşılarına toplasaydık,–Allah’ın dilemesi dışında– yine inanmayacaklardı. Velâkin onların çoğu cahillik ediyorlar.

  8. Hasan Basri Çantay

    111. Eğer hakıykaten biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı, her şey’i de onlara karşı (senin söylediklerine) kefiller (ve şâhidler) olmak üzere bir araya getirib toplasaydık onlar, Allah dilemedikçe, yine îman edecek değillerdi. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    111. Eğer gerçekten biz, onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi onlara karşı (senin söylediklerine) kefil olarak toplasaydık, Allah’ın dilemesi hariç yine inanmazlardı. Fakat onların pek çoğu (bu konuda) bilgisizdirler.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    111. Hâlbuki gerçekten biz, onlara melekleri indirseydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve (senin doğruluğuna) kefîl olarak onlara karşı herşeyi toplasaydık, Allah`ındilemesi müstesnâ, (onlar, küfürlerindeki inadları sebebiyle) îmân edecek değillerdi; fakat onların çoğu câhillik ederler.

  11. Hüseyin Atay

    111. Eğer, biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı ve her şeyi karşılarına toplayıp dikşeydik, Allah'ın dilemesinin dışında gene de inanmazlardı, fakat bunu çokları bilmez.

  12. İhsan Eliaçık

    111. Biz onlara, dedikleri gibi melekler indirmiş olsak da, ölüler kendileriyle konuşsa da, her şeyi toplayıp karşılarına çıkarsak da, Allah lâyık görmedikçe iman edecek değillerdir. Fakat onların çoğu bu gerçeği bilmezler.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    111. Gerçekten de Biz (onların istediği gibi) onlara melekleri indirseydik, (babalarının diriltilmesi yönündeki isteklerini yerine getirmek üzere) ölüler(i) de (diriltseydik ve onlar senin doğruluğun hakkında) kendileriyle konuşsaydı ve (uyarılarımızın doğruluğuna delâlet eden) her şeyi karşılarına kefil olarak/yüz yüze/ toplasaydık, Allâh’ın dilemesi dışında onlar iman edecek değillerdi. Lâkin onların çoğu (her istekleri yerine gelse de, irâdelerini inanma yönünde sarf etmedikleri için imana muvaffak kılınmayacaklarını) bilmezler (onun için mucize görmeleri durumunda iman edeceklerine dâir yemin ederler).

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    111. Biz onlara melekleri de indirseydik, kendileriyle ölüler de konuşsaydı ve her şeyi karşılarında (hakikatın şahidleri olarak) toplasaydık Allah dilemedikçe yine de iman edecek değillerdi. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.

  15. Mehmet Akif Ersoy

    111. Eğer bizler dedikleri gibi onlara melekleri indireydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve bütün mevcudatı karşılarında fevc fevc haşr ile işhâd edeydik, yine iman edecek değillerdi; meğer ki Allah imanlarını dilemiş olsun. Lâkin çokları bu hakikatin câhili bulunuyorlar.”

  16. Mehmet Okuyan

    111. Biz onlara melekleri indirseydik, ölüler onlara konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah dilemedikçe yine de inanacak değillerdi fakat çoğu bilmezler.

  17. Mustafa İslamoğlu

    111. Eğer Biz onlara melekleri indirmiş olsaydık, ölüler de onlarla konuşmuş olsalardı, (gerçeği isbat edecek) her şeyi de onların önüne sermiş olsaydık, Allah dilemedikçe yine de iman etmezlerdi. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezden gelirler.

  18. Mustafa Öztürk

    111. [Ey Peygamber!] O müşriklere [keyfi istekleri doğrultusunda] melekler indirsek, ölüler de dirilip onlarla konuşsa, dahası [senin gerçek peygamber, Kur'an'ın da Allah'ın kelamı olduğuna delil teşkil edecek] tüm mucizeleri gözlerinin önüne sersek, Allah dilemedikçe onlar yine de imana gelmezler. Lakin onların hiçbiri bu gerçeğin idrakinde değildir.

  19. Ömer Nasuh Bilmen

    111. Eğer Biz hakikaten onlara melekleri indirsek ve onlar ile ölüler konuşacak olsalar ve onların üzerine her şey de bölük bölük haşretsek yine imân edecek değillerdir. Meğer ki Allah Teâlâ dileyecek olsun. Fakat onların çokları bilmezler.

  20. Sadık Türkmen

    111. Gerçek şu Kİ; Biz onlara melekler indirseydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi toplayıp onların karşılarına getirseydik, yine de fanatik oluyorlar/inanmak istemiyorlar. Allah’ın dilemesi bu (onlara özgürlük tanıdı!) Fakat onların çoğu cahillik ediyorlar.

  21. Süleyman Ateş

    111. Biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendilerine konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allâh dilemedikten sonra yine inanmazlardı; fakat çokları câhillik eder(kaprislerine uyar)ar.

  22. Süleymaniye Vakfı

    111. Biz onlara melekleri indirsek, ölüler onlarla konuşsa ve her şeyi önlerine döksek, yine de inanıp güvenmezler; tercihi Allah yaparsa başka. Ama (tercihi onlara bıraktığı için) çoğu cahilce davranır.

  23. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    111. Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah zorlayıcı bir güç kullanmadıkça yine de inanacak değillerdi; fakat çokları bunu bilmezler

  24. Yaşar Nuri Öztürk

    111. Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi toplayıp karşılarına dikseydik, Allah’ın dilemesi dışında, yine de inanmazlardı. Ne var ki, çokları cehalet sergiliyorlar.