Ayetler

Enam 25. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet İşleri Meali

ENAM SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

25. Onlardan seni Kur’an okurken dinleyenler de vardır. Fakat onu anlamalarına engel olmak için kalplerinin üstüne örtüler çektik, kulaklarına da ağırlık verdik. Onlar her türlü mûcizeyi görseler bile yine de ona inanmazlar. Hatta o kâfirler sana geldiklerinde, "Bu Kur’an eskilerin masallarından başka bir şey değildir" diyerek seninle tartışırlar.

26. Onlar hem insanları peygamberden uzaklaştırmaya çalışırlar hem de kendileri ondan uzak dururlar. Oysa onlar farkında olmadan ancak kendilerini mahvederler.

Allah Enam suresinin en başından beri inanmayan, inanmakta direnenleri anlatıyor. Öyle ki bu insanlar her türlü mucizeyi görse de, gökten onlara bir kitap indirilse, o kitabı ellerine alıp okusalar yine de inanmayacakları anlatılıyor. "Peygambere niçin bir melek gelmedi, bir melek gelseydi biz onu görseydik o zaman inanırdık "gibi bahaneler ileri sürüyorlar. Gerçekleri görüyorlar ama sanki kalpleri, gözleri, kulakları mühürlü gibi davranıyorlar. Her şeyi anlayabilecek durumdalar ama anlamaya yanaşmıyorlar. Zaten eğer Kur'an herkesin anlayacağı kadar açık olmasaydı, bazı insanlar okuyup inansa, bazıları inanmasa o zaman Kur'an sorgulanırdı. Meallerdeki tercüme hatalarını bunun dışında tutuyorum. Problem insanların inanmak istememesinde. Bunu da sanki Allah anlamasınlar diye engel koymuş gibi gösteriyorlar. Son nefesten biraz önceye kadar tevbe yolu açıktır. Kafir örten demek. Bunun örneğini Firavun'da görüyoruz. Yunus 90. ayette Firavun boğulurken şöyle diyor; Nihayet boğulmak üzere iken, “İsrailoğulları’nın iman ettiğinden başka hiçbir ilâh olmadığına inandım. Ben de müslümanlardanım” dedi. Firavun ölümü gördüğünde örttüğü imanını ortaya çıkardı "ben de inandım" dedi. Allah bir sonraki ayette "Şimdi mi?!" diyor. Demek ki Firavun'un kalbi kulağı mühürlü değilmiş. İşine gelmediği için iman etmiyormuş. Kafirleri anlatan örnektir bu. Ayetin doğru tercümesi şöyle;

Süleymaniye Vakfı Meali

ENAM SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

25. Bunlardan seni dinleyenler olur; ama (sanki) anlamasınlar diye kalplerinin üzerinde katmanlar oluşturmuşuz, kulaklarında da tıkaç var[1*]. Bütün ayetleri görseler inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde seninle çekişirler. Ayetleri görmezlikte direnen bu kimseler: “Bu, öncekilerin yazılarından başka bir şey değil ki!” derler.

[1*] Kâfirlerin ön yargıları, istiâre-i temsiliyye /alegori ile canlandırılmıştır (Tefsir’ul-menar). İstiârede benzetme edatı gizlenir. Buradaki mecaz gerçek sanıldığı için benzetme edatı, tarafımızdan “sanki” sözüyle açığa çıkarılmıştır (Yasin 36/8-10, Lokman 31/6-7, Câsiye 45/6-7). “Sanki” edatı yazılmazsa bazı insanlar, Allah’ın kafirlere, tövbe kapısını kapattığını ve özgürce karar almalarını engellediğini sanacaklardır (Nisa 4/18). Oysa tövbe edildiği yani yanlıştan dönüldüğü takdirde (Bakara 2/160) affedilmeyecek bir günah yoktur (Zümer 39/53). Ayetleri görmezlikte direnenler, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini gereği gibi kullanmaz; gerçekleri görmek, duymak ve anlamak istemezler (Fussilet 41/5). Sanki Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş, gözlerine de perde çekmiş gibi davranırlar. Ayrıca Allah, kâfirleri, en’ama yani koyun, keçi, sığır ve deveye benzetmiştir. Bunun sebebi de kalplerini, kulaklarını ve gözlerini bir insan gibi kullanmamalarıdır (A’raf 7/179, Furkan 25/43-44). Ayrıca bakınız: Nisa 4/155, Maide 5/13, En’am 6/46, Araf 7/100-101, Tevbe 9/87,93, Yunus 10/74, Nahl 16/106-108, Rum 30/58-59, Mümin 40/35, Casiye 45/23, Muhammed 47/16, Saf 61/5, Münafikun 63/3, Mutaffifin 83/14.

26. Onlar, insanları Kur'ân’dan engeller, kendileri de ondan uzak dururlar. Ama sadece kendilerini tüketirler de farkında bile olmazlar.

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    25. Ey Muhammedi Allah’a ortak koşanların içinde, (sen Kur’an okurken hakkı bulmak için değil, sırf merak ettikleri için toplanıp) seni dinleyenler de var. Biz de, (inatları yüzünden) Kur’an ’ı anlamasınlar diye, onların kalplerinin üzerine sanki perdeler, kulaklarına da ağırlık koymuşuzdur. Onlar her türlü mucizeyi görecek olsalar da, onlara inanmayacaklardır. Hatta o kâfirler, sana geldiklerinde: “Bu Kur’an, eskilerin masallarından başka bir şey değildir” deyip seninle tartışmaya bile girerler.

  2. Bayraktar Bayraklı

    25. İçlerinden seni dinleyenler vardır; fakat biz onu anlamalarına engel olmak için kalplerinin üstüne kılıflar, kulaklarının içine de ağırlık koyduk. Onlar her mucizeyi görseler de yine ona inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde, seninle tartışırlar. O kâfirler, “Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir” derler.

  3. Diyanet İşleri

    25. Onlardan seni Kur’an okurken dinleyenler de vardır. Fakat onu anlamalarına engel olmak için kalplerinin üstüne örtüler çektik, kulaklarına da ağırlık verdik. Onlar her türlü mûcizeyi görseler bile yine de ona inanmazlar. Hatta o kâfirler sana geldiklerinde, "Bu Kur’an eskilerin masallarından başka bir şey değildir" diyerek seninle tartışırlar.

  4. Diyanet Vakfı

    25. Onlardan seni (okuduğun Kur’an’ı) dinleyenler de vardır. Fakat onu anlamalarına engel olmak için kalplerinin üstüne perdeler, kulaklarına da ağırlık verdik. Onlar her türlü mucizeyi görseler bile yine de ona inanmazlar. Hatta o kâfirler sana geldiklerinde: «Bu Kur’an eskilerin masallarından başka bir şey değildir» diyerek seninle tartışırlar

  5. Edip Yüksel

    25. Onların bir kısmı seni dinler. Fakat, kalpleri üzerine anlamalarına engel olacak örtüler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Her bir mucizeyi görseler de onu onaylamazlar. Bundan ötürü sana geldiklerinde seninle tartışır ve inkârcılar, "Bu ancak bir efsanedir" der.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    25. İçlerinden seni dinleyenler de vardır, fakat biz, onu anlamalarına engel olmak için kalblerinin üstüne örtüler, kulaklarının içine de ağırlık koyduk. Onlar, bütün delilleri görseler bile yine ona inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde seninle tartışırlar. Ve o kâfirler: «Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir» derler.

  7. Hakkı Yılmaz

    25. Onlardan sana kulak verenler vardır; oysa Biz, onu kavrayıp anlamalarına; kalpleri üzerine kat kat örtüler ve kulaklarında bir ağırlık oluşturduk. Onlar, bütün alâmetleri/göstergeleri görseler de ona inanmazlar. Öyle ki, o kâfirler; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden o kimseler, sana geldiklerinde, seninle tartışmaya girerek “Bu, öncekilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir” derler.

  8. Hasan Basri Çantay

    25. İçlerinden sana kulak verib de (okuduğun Kur’ânı) dinleyenler vardır. Halbuki biz, onu iyice anlayabilmelerine mâni olmak için yüreklerinin üstüne perdeler, kulaklarının içine de ağırlık koyduk. Onlar (istedikleri) her mu’cizeyi görseler yine ona inanmazlar. Hattâ o küfredenler sana geldikleri zaman seninle çekişmiye kalkışarak: «Bu (Kur’an), eskilerin masallarından başka (bir şey) değildir der (ler).

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    25. Onlardan seni, (Kur’an okurken kasıtlı) dinleyenler vardır. Buna karşı biz de, onlar an(layıp kötüye yorum)larlar diye kalplerinin üzerine perdeler, kulaklarının içine de ağırlık koyduk. Onlar, her türlü delili/mucizeyi görseler de yine ona inanmazlar. Hatta o küfre sapanlar/inkârcılar sana geldikleri zaman: “Bu (Kur’an), öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.” diyerek seninle çekişirler.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    25. Hem içlerinden seni (Kur`ân okurken samîmiyetsiz olarak) dinleyenler vardır. Fakat (kendileri anlamak istemediklerinden, bir cezâ olarak biz de) onu anlarlar diye kalblerinin üzerine perdeler, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Onlar (zâten inanmıyorlardı, artık bu hâlleriyle) bütün mu`cizeleri de görseler, (yine) ona inanmazlar! Hattâ sana geldikleri zaman o inkâr edenler, seninle mücâdeleye kalkışarak: `Bu (Kur`ân), evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!` derler.

  11. Hüseyin Atay

    25. İçlerinde seni dinleyenler vardır. Ama, onu anlarlar diye kalplerine örtüler ve kulaklarına ağırlık koyduk. Onlar her belgeyi görseler de ona inanmazlar. Sana geldiklerinde seninle tartışırlar. İnkâr edenler ise, "Bu öncekilerin masallarından başka bir şey de­ğildir" derler.

  12. İhsan Eliaçık

    25. İçlerinden bazıları da seni Kur'an okurken dinlerler. Fakat Biz, kalplerine onu anlamalarına engel kabuklar geçirmişizdir. Kulaklarında da bir sağırlık vardır. Bütün ayetleri görseler de iman etmezler. O kâfirler sana geldiklerinde seninle tartışmaya kalkışarak; "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir." der dururlar.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    25. (Habîbim!) O (müşrik ola)nlardan kimi (Kur’ân okurken) sana kulak vermektedir, ama (iyi niyetle değil de, alay ve inkâr kastıyla dinledikleri için) Biz onu iyice anlamasınlar diye kalpleri üzerine birçok perdeler, kulaklarının içine de bir ağırlık (ve sağırlık) koyduk. Artık (istedikleri) her bir âyet (ve mucizey)i görecek olsalar da (aşırı inatçılık ve körü körüne taklit kendilerinde iyice yerleştiği için) ona inanamazlar, hatta (inanmak için değil de), seninle mücâdele eder oldukları halde sana geldikleri zaman, o kâfir olmuş kimseler: “İşte bu (Kur’ân), evvelkilerin yazmış olduğu (hurâfe ve) masallardan başka bir şey değildir!” der(ler).

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    25. İçlerinden, (Kur'an okurken) seni dinleyenler de var. Onu anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler (gereriz), kulaklarına ağırlık koyarız. Her türlü mucizeyi görseler de onlara inanmazlar. Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkâr edenler, "Bu (Kur'an) evvelkilerin masallarından başka bir şey değil" derler.

  15. Mehmet Akif Ersoy

    25. İçlerinden seni Kur'an okurken dinleyenler var. Duyduklarını anlamasınlar diye kalplerinin üstüne perde indirdik, kulaklarına ağırlık verdik. Bütün âyetleri görseler yine iman etmezler. O kadar ki yanına gelerek seninle münakaşa ettikleri zaman o küfre dalmış kimseler "Bu eskilerin uydurdukları esatirden başka bir şey değil!" derler.

  16. Mehmet Okuyan

    25. Onlardan seni dinleyenler de vardır. (İnkâra şartlanmış oldukları için) onu (Kur’an’ı) anlamaları konusunda kalplerine perdeler ve kulaklarına bir (s)ağırlık veririz. (Çünkü) onlar, her bir delili görseler de onlara iman etmezler. Hatta o kâfir olanlar sana geldiklerinde “Bu (Kur’an), öncekilerin masallarından başka bir şey değildir!” diyerek seninle tartışırlar.

  17. Mustafa İslamoğlu

    25. Onlar arasında öyleleri var ki, sana kulak verir(miş gibi yapar). Fakat kalplerinin üzerine, onları hakikati kavramaktan aciz bırakan örtüler yerleştirdik, kulaklarına da kurşun. Ve hakikatin bütün belgelerini görseler dahi artık iman etmezler. Öyle ki, tartışmak için sana geldiklerinde inkara saplanmış olanlar derler ki: "Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir."

  18. Mustafa Öztürk

    25. [Ey Peygamber!] Bir kısım müşrikler var ki Kur'an okuduğun zaman seni dinlerler. Fakat biz, [kafirlikte direnmeyi tercih ettikleri için] onların kalplerine Kur'an'ı anlamalarına engel olan perdeler gerdik; kulaklarını da [manen] sağır ettik. Artık onlar her türlü mucizeyi görseler bile imana gelmezler. İşte bunun içindir ki o kafirler senin yanına geldiklerinde [inanmamakla kalmayıp] pervasızca tartışırlar ve sonunda, "Bu Kur'an eskilerin masallarından başka bir şey değil" diyerek kestirip atarlar.

  19. Ömer Nasuh Bilmen

    25. Ve onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat onların kalbleri üzerine onu hakkı yalanlamalarına mani olacak kat kat perdeler ve kulaklarının içine de ağırlık koymuşuzdur. Ve eğer her bir mûcizeyi görseler ona yine inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde seninle mücadelede bulunurlar. Kâfir olanlar der ki: «Bu, eskilerin uydurmalarından başka değildir.»

  20. Sadık Türkmen

    25. İçlerinden sana kulak veren kimseler var; zekâlarını işletmiyorlar, anlamak istemiyorlar, duymak istemiyorlar. Onlar, her türlü mucizeyi görseler yine de ona inanmak istemiyorlar. Hatta sana geldikleri zaman seninle tartışırlar. İnkârcı kimseler derler ki: "Bu ancak öncekilerin masallarıdır."

  21. Süleyman Ateş

    25. İçlerinden seni dinleyenler vardır; fakat biz onu anlamalarına engel olmak için kalblerinin üstüne kılıflar, kulaklarının içine de ağırlık koyduk. (Onlar) her mu’cizeyi görseler de yine ona inanmazlar. Hattâ sana geldiklerinde seninle tartışırlar; o kâfirler: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir" derler.

  22. Süleymaniye Vakfı

    25. Bunlardan seni dinleyenler olur; ama (sanki) anlamasınlar diye kalplerinin üzerinde katmanlar oluşturmuşuz, kulaklarında da tıkaç var. Bütün ayetleri görseler inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde seninle çekişirler. Ayetleri görmezlikte direnen bu kimseler: “Bu, öncekilerin yazılarından başka bir şey değil ki!” derler.

  23. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    25. Onlardan seni (okuduğun kuranı) işitenler de vardır. Onların kalplerinin perdeli olduğunu, kulaklarında ağırlık olduğunu (sana) bildirdik. Onlar hakikatın bütün işaretlerini görseler de inanmıyorlar. Hatta o kafirler sana geldiklerinde: Bu (kur;an) eskilerin masallarından başka bir şey değildir: diyerek seninle tartışırlar.

  24. Yaşar Nuri Öztürk

    25. İçlerinden sana kulak verenler vardır; ama biz onu gereğince anlamamaları için kalplerine kılıflar geçirmiş, kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur. Tüm mucizeleri görseler de onlara inanmazlar. Nihayet sana gelip seninle çekişerek söyle derler küfre sapanlar: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir."