Diyanet İşleri Meali
ENAM SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
35. Onların yüz çevirmeleri sana ağır geldi ise, yapabilirsen, yeri yarıp inebileceğin bir tünel ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara ki, onlara bir mûcize getiresin! Allah dileseydi elbette onları hidayet üzerinde toplayıp birleştirirdi. O halde sakın cahillerden olma!
36. Onlar hem insanları peygamberden uzaklaştırmaya çalışırlar hem de kendileri ondan uzak dururlar. Oysa onlar farkında olmadan ancak kendilerini mahvederler.
Bu ayet peygamberimize (a.s) hitaben imiş. Peygamberimiz herkesin inanmasını çok istemiş. Bunun için çok uğraşmış. Allah peygamberimize mealen "yapabiliyorsan benim vermediğim bir mucizeyi ara bul da insanları inandır" diyor. Bir insan peygamber de olsa herkesin iman etmesini sağlayamaz, sağlayamamış. Allah da hiç kimseyi zorla iman ettirip ya da zorla sapıklığa sevk etmiyor. Allah bizleri özgür iradeyle yaratmış. Bakara 256. ayetten bunu görebiliyoruz; Dinde zorlama olamaz; doğrular ile yanlış kurgular iyice ayrılmıştır. Kim taşkınlık edenleri (tağutları) tanımaz da Allah'a güvenirse, kopması imkânsız en sağlam kulpa yapışmış olur. Her şeyi dinleyen ve bilen Allah’tır. Allah iman ile küfür tercihini bize bırakmasaydı, tercihi Kendisi yapsaydı bütün insanları hidayet üzere birleştirirdi ama tercihi bize bıraktığı için insanlar kafirliği veya imanı seçebiliyor. Bu ayetlerde "dileme" diye çevrilen شَاءَ şā'e fiili bir şeyi tercih edip yapmaktır. Bizler olmasını istediğimiz hiç bir şeye dileyerek, isteyerek ulaşamayız. O konuda ne yapılması gerekiyorsa onu yapmalıyız. Şâe شاء fiili Allah için kullanıldığında “gereğini yarattı” demektir. Mesela Allah'a yaptığımız dualar karşısında Allah da dualarımıza karşılık ne gerekiyorsa onu yapılması emrini vermesi gibidir. Ayetin doğru tercümesi şöyle;
Süleymaniye Vakfı Meali
ENAM SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
35. Onların yüz çevirmeleri sana ağır mı geliyor! Öyleyse hadi bakalım, gücün yetiyorsa yer altına inen bir delik veya göğe doğru bir merdiven bul da onlara bir mucize getir. Tercihi (insanlara bırakmayıp) Allah yapsaydı elbette onları doğru yolda toplardı[1*]. O halde sakın cahillik edenlerden olma!
[1*] Şâe = شاء fiilinin kökü, “bir şey yapma” anlamında olan şey = شيء’dir. Allah’ın yapması o şeyi var etmesi, insanın yapması da o şey için gereken çabayı göstermesidir (Müfredât). Allah, her şeyi bir ölçüye göre var eder (Kamer 54/49, Ra’d 13/8). İmtihanla ilgili şeyleri iyi ve kötü diye ikiye ayırmıştır (Enbiyâ 21/35). Allah, herkesin doğru olmasını ister (Nisa 4/26) ama sadece doğru şeyler yapanı doğru yolda sayar (Nur 24/46). Yaptığının doğru veya yanlış olduğunu da kişiye ilham eder. Onun için doğru davrananın içi rahat, yanlış davrananın içi de sıkıntılı olur (Şems 91/7-10). Buna göre şâe = شاء fiilinin öznesi Allah olursa “gerekeni yarattı veya yarattı”, insan olursa tercihinin gereğini yaptı” anlamına gelir. Allah insanlara, tercihlerine göre davranma hürriyeti vermeseydi hiç kimse yanlış bir şey yapamaz ve imtihan diye bir şey de olmazdı (Nahl 16/93). Yanlış kader anlayışını imanın bir esası gibi İslam’a yerleştirmek isteyenler, büyük bir çarpıtma yaparak şâe = شاء fiiline irade yani isteme ve dileme anlamı vermiş; bunu, tefsirlere hatta sözlüklere bile yerleştirerek birçok ayetin mealini bozmuşlardır. Bkz: http://www.suleymaniyevakfi.org/akaid-arastirmalari/kuranda-sey-mesiet-irade-ve-fitrat.html
شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili
شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili
Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.
Ali Akın
35. Hem de, şâyet o kâfirlerin senden yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse, işte eğer yerin içine bir tünel, ya da göklere bir merdiven bulup da, onlara istedikleri türden bir mucize getirebileceksen, haydi getir! Zaten eğer Allah (icbârf olarak) dileseydi, mutlaka hepsini hidâyet üzerinde toplardı. Öyleyse sakın, cahillerden olma!
Bayraktar Bayraklı
35. Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse, haydi yerin içine bir tünel aç, ya da göğe bir merdiven daya ki, onlara bir mucize getiresin. Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerinde toplardı. O halde câhillerden olma!
Diyanet İşleri
35. Onların yüz çevirmeleri sana ağır geldi ise, yapabilirsen, yeri yarıp inebileceğin bir tünel ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara ki, onlara bir mûcize getiresin! Allah dileseydi elbette onları hidayet üzerinde toplayıp birleştirirdi. O halde sakın cahillerden olma!
Diyanet Vakfı
35. Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldi ise, yapabilirsen yerin içine inebileceğin bir tünel ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin! Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerinde toplayıp birleştirirdi, o halde sakın cahillerden olma!
Edip Yüksel
35. Yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse, bilesin ki, yerin içine bir delik açmaya ya da göğe merdiven dayamaya gücün yetse de bir mucize ortaya koysan yine kâr etmez.. ALLAH dileseydi onları doğru yola toplardı. Öyleyse cahillerden olma.
Elmalılı Hamdi Yazır
35. Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa yerin içine (inebileceğin) bir delik, ya da göğe (çıkabileceğin) bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin! Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerinde toplardı. O halde cahillerden olma!
Hakkı Yılmaz
35. Ve eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa yerin içinde bir delik, ya da gökte bir merdiven ara da onlara bir alâmet/gösterge getir! Allah dileseydi, kesinlikle onları doğru yol kılavuzu üzerinde toplardı. O hâlde sakın cahillerden olma!
Hasan Basri Çantay
35. Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır gelmiş olub da kendilerine bir âyet (bir mu’cize) getirmen için yerde bir baca veya gökde bir merdiven araman (gibi ham ve îcabsız tekliflere) uymak istersen (şunu bil ki) eğer Allah dileseydi onların hepsini muhakkak hidâyet üzerinde toplardı. O halde sakın bilmeyenlerden olma.
Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan
35. Eğer onların (imandan) yüz çevirmeleri (mevcut mucizelere rağmen) sana pek ağır geliyorsa, (onların müslüman olmalarını temin için) yere (inilecek) bir tünel veya göğe (çıkılacak) bir merdiven arayıp bulabilirsen, onlara kendin bir mucize getir (yoksa sabret). Allah dileseydi onları hidayet üzere toplardı. O halde (onların lüzumsuz tekliflerine uyarak) sakın cahillerden olma!
Hayrat Vakfı Meali
35. Buna rağmen eğer onların (İslâm`dan) yüz çevirmeleri sana ağır geliyorsa, o hâlde yerde bir tünel veya gökte bir merdiven arayıp da onlara bir mu`cize getirmeye güç yetirebilirsen (haydi getir)! (Onların îmân etmeleri sana âid değildir.) Hâlbuki Allah dileseydi, elbette onları hidâyet üzere bir araya getirirdi; öyle ise sakın câhillerden olma!
Hüseyin Atay
35. Onların yüz çevirmeleri sana ağır geliyorsa, eğer, gücün yeri delmeye veya göğe merdiven dayamaya yetmiş olsaydı, onlara bir delil getirmek isterdin. Allah dileseydi onları doğru yolda toparlardı. Öyle ise, sakın bilmezlerden olma!
İhsan Eliaçık
35. Eğer onların aldırış etmemeleri, seni sıkıntıya sokuyorsa haydi gücün yeterse yerin dibine bir tünel kaz veya göklere bir merdiven daya da onlara bir mucize getir! Fakat unutma ki eğer Allah isteseydi onları toptan doğru yolda yürütürdü; bundan hiç şüphen olmasın. Şu halde, sakın cahillerden olma!
Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)
35. Eğer onların (senden ve getirdiğin dine inan maktan) yüz çevirmeleri senin üzerine (ağır ve) büyük gelecek olursa ve sen yerde bir geçit yahut gökte bir merdiven aramana ve böylece onlara (iste dikleri) bir mucize getirmene imkân bulabilirsen (haydi hemen bunu yap)! (Ama Benim iznim olmadan senin buna gücünün yetmeyeceği aşikârdır. Ancak onların Müslüman olmasına son derece düşkün olduğun için, inanırlar ümidiyle yerin altından ve göğün üstün den bir mucize getirip göstermeye imkânın olsa, bunu da yapacağın bellidir. Fakat onların inkârlarından dolayı kendini bu kadar üzmene değmez. Zira) Allâh (onların doğru yolu seçtiklerini görüp de, kendilerini imana muvaffak kılmayı) dileseydi elbette onları hidâyet üzere toplayabilirdi. (Velâkin kâfirliği seçtiklerini gör düğü için, iradesi onların imanda birleşmesi yönünde tecelli etmedi.) Artık sakın sen (bu gerçeği) bilmeyenlerden olma!
Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir
35. Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse; bir delik açıp yerin dibine inerek, yahut bir merdiven kurup göğe çıkarak onlara bir mucize getirmeye gücün yetiyorsa durma, yap! Eğer Allah dileseydi elbette onları hidayet üzere toplardı. O halde sakın cahillerden olma.
Mehmet Akif Ersoy
35. Yok, imandan yüz çevirmeleri sana pek ağır geliyorsa, yerin derinliklerine inecek bir baca yahut göklere çıkacak bir merdiven arayıp onlara harika getirmeye gücün yettiği takdirde hiç durma. Allah dilemiş olsaydı hepsini iman üzerinde birleştirirdi. Sen de kendini bilmeyenlerden olma.
Mehmet Okuyan
35. Onların yüz çevirmesi sana ağır geldi ise yerde (inebileceğin) bir tünel veya göğe (çıkabileceğin) bir merdiven edinmeye gücün yetseydi ve onlara bir delil getirseydin (yine de inanmazlardı). Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerinde toplardı; sakın cahillerden olma!
Mustafa İslamoğlu
35. Eğer onların yüz çevirmeleri ağırına gidiyorsa ve senin de yeri oymaya ya da göğe merdiven dayamaya gücün varsa, haydi bunu yap da bir mucize getir bakalım! Oysa ki eğer Allah dileseydi, onların tümünü hidayet üzre buluştururdu, (ama dilemedi). Öyleyse, sakın (Allah`ın yasasını) bilmezden gelme!
Mustafa Öztürk
35. [Ey Peygamber!) O müşriklerin imandan yüz çevirmeleri zoruna gidiyorsa şunu iyi bilmelisin ki, yerin derinliklerine doğru bir tünel kazmaya veya göğe merdiven dayamaya gücün yetse ve böylece onlara [istedikleri türden) bir mucize getirsen onlar yine imana gelmezler. [Yine bilmelisin ki) Allah dileseydi/layık görseydi onların tümünü imana getirirdi. O halde, sakın bu gerçekten bihaber biri gibi davranma!
Ömer Nasuh Bilmen
35. Ve eğer senin üzerine, onların kaçınmaları ağır gelmiş ise artık muktedir isen yerde bir menfez, veya gökte bir merdiven araştırıp da onlara bir âyet getirecek isen (haydi getir) ve eğer Allah Teâlâ dilese idi onları hidâyet üzerine toplardı. Sakın cahillerden olma.
Sadık Türkmen
35. Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldi ise, yapabilirsen haydi yerin dibine bir tünel kaz veya göğe çıkabileceğin bir merdiven ara/bul ki; bir mucize getiresin (ki bunu asla yapamazsın). Allah dileseydi (özgürlüklerini ellerinden alarak), elbette onları hidayet (doğru yol) üzerinde toplardı. Öyleyse cahillerden olma (insanların özgür olduğunu unutma)!
Süleyman Ateş
35. Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse, haydi (yapabilirsen) yerin içine (inebileceğin) bir delik, ya da göğe (çıkabileceğin) bir merdiven ara ki onlara bir mu’cize getiresin! Allâh, dileseydi, elbette onları hidâyet üzerinde toplardı, o halde câhillerden olma!
Süleymaniye Vakfı
35. Onların yüz çevirmeleri sana ağır mı geliyor! Öyleyse hadi bakalım, gücün yetiyorsa yer altına inen bir delik veya göğe doğru bir merdiven bul da onlara bir mucize getir. Tercihi (insanlara bırakmayıp) Allah yapsaydı elbette onları doğru yolda toplardı. O halde sakın cahillik edenlerden olma!
Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali
35. Eğer onların yüzçevirmesi sana ağır geldi ise, yapabilirsen yerin içine inebileceğin bir tünel yada göğe çıkabileceğin bir merdiven ara ki onlara bir ayet (mucize) getiresin! Allah'ın yasaları zoraki (cebri) olsaydı, elbette onları doğru yol üzerinde toplayıp birleştirirdi.O halde sakın cahillerden olma !
Yaşar Nuri Öztürk
35. Eğer yüz çevirip gitmeleri sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa, yerin içinde bir delik yahut gökte bir merdiven ara da onlara bir mucize getir. Allah dileseydi onları doğru ve güzelde birleştirirdi. Artık cahillerden olma.