Altta Diyanet'in mealiyle Süleymaniye Vakfının meali peş peşe yazdım, bazı ifadeleri renkli belirttim. Her iki mealde de aynı renkler aynı ifadeleri gösterir. Diyanet ve pek çok mealde renkli belirttiğim ifadeler yanlış tercüme ediliyor. Süleymaniye Vakfı'nın meali doğrudur. Renkli ifadeleri kıyas yapabilesin diye iki meali peş peşe ekledim. Yanlış tercümelerden dolayı şirki tanıyamıyoruz, kimse bu ayetleri üstüne alınmıyor.
Diyanet İşleri Meali
İSRA SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
56. (Resûlüm!) De ki: Allah'ı bırakıp da (ilâh olduğunu) ileri sürdüklerinize yalvarın. Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı ne uzaklaştırabilir, ne de değiştirebilirler.»
57. Onların yalvardıkları bu varlıklar Rablerine -hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınılacak bir azaptır.
Süleymaniye Vakfı Meali
İSRA SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
56. De ki “Allah ile aranıza girdiğini iddia ettiğiniz kimseleri çağırın bakalım; Onlar sizin tek bir sıkıntınızı bile giderme gücüne sahip değildirler, onu başka tarafa da çeviremezler.”
57. Kaldı ki yardıma çağırdıklarının her biri -hangisi Rablerine daha yakın olacak diye- bir vesilenin peşindedirler. Onun ikramını umar ve azabından korkarlar. Rabbinin azabı korkulup kaçınılacak bir azaptır.
Mekke müşrikleri Allah'a inanıyordu. Ankebut suresi altmış birinci ayet şöyle Eğer onlara: “Gökleri ve yeryüzünü kim yarattı? Güneş’i ve Ay’ı emri altında tutan kimdir?” diye sorsan, şüphesiz; “Allah!” derler. O halde nasıl da çevrilip dönüyorlar? Görüldüğü üzere Mekke müşrikleri Allah'ı inkar etmiyordu. Onlar Allah'tan başka heykellere, putlara tapmıyordu, putlarında yaşadıklarına inandıkları melekleri, ruhları Allah ile aracı yapıyorlardı. Mekkeliler meleklerin Allah'ın kızları olduğuna inanıyor. Yine buna benzer büyük putlarında geçmişte yaşamış saygın insanların ruhlarının yaşadığına inanıyorlardı. Hangi insan ağaçtan, taştan, topraktan yapılmış puttan bir şey ister? Bu ayrım bilinmediği için şirk anlaşılamıyor. Müslümanlarda aynı Mekke müşrikleri gibi şirke giriyor.
Bütün şirki anlatan ayetleri renkli belirttiğim gibi "Allah'ı bırakıp", "Allah’tan başkasına tapma" ya da "Allah’a denk tanrılar oluşturma" gibi -okuyanın hiç bir şey anlamayacağı şekilde- çeviriyorlar. Ayetleri böyle çevirince önce Müslümanlar sonra diğer insanlar "bu ayet bana hitap etmiyor, ben Allah'tan başka tanrılara tapmıyorum" diyor ve ayeti üstüne alınmıyor. Ayetlerde katledilen ifadelerden birisi üstteki ayette de "Allah’ı bırakıp" diye çevrilen (مِنْ دُونِ اللَّهِ ) Min Dûnillâh İfadesi. Her sayfaya aynı şeyleri yazmamak için buna kısa bir açıklama yapıp ayrıntı için Ahkaf Suresi 4-5-6. ayetlerinin sayfasını link vereceğim. Min Dûnillâh, Allah ile kulun arasına yaşayan veya ölmüş bir insanın, meleklerin, ruhların vs alınması demek. Doğrudan Allah'tan istemiyor da rütbesi yüksek olduğuna inandığı bir evliyayı yardıma çağırarak istiyor. Askeriyedeki ast üst ilişkisine benzetebiliriz. Allah'ın astından, yani Allah'ın altında ama kendisinden üstün olduğuna inandığı birini/birine çağrıda bulunmak, yardım istemek. Şirk koşanlar Allah'ı bırakmaz, Allah ile aralarına birini alırlar. Üstteki ayetlerde görüldüğü üzere Mekke müşrikleri melekleri Allah ile aralarına alıyor. Bu ayetleri "Allah'ı bırakıp da" diye çevirmek doğru değildir.
Şirk ayetlerinin nasıl katledildiğini, Ahkaf Suresi 4-5-6. ayetlerini ne hale getirdiklerini yazdığım bu sayfadan okuyabilirsin. Ahkaf Suresi 4-5-6. Ayetlerin Katledilmesi
Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.
Ali Akın
56. Ey Muhammedi De ki, Allah’tan başka da tanrı sandıklarınıza haydin, yalvarın! İşte onlar (hastalık, yoksulluk, kıtlık gibi) sıkıntınızı sizden kaldırmaya da, başkalarına çavirmeye de muktedir olamayacaklar.
Bayraktar Bayraklı
56. “Allah`ı bırakıp da ilâh olduğunu ileri sürdüklerinize yalvarınız! Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı ne uzaklaştırabilirler ne de değiştirebilirler.”
Diyanet İşleri
56. (Resûlüm!) De ki: Allah'ı bırakıp da (ilâh olduğunu) ileri sürdüklerinize yalvarın. Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı ne uzaklaştırabilir, ne de değiştirebilirler.»
Diyanet Vakfı
56. (Resûlüm!) De ki: Allah’ı bırakıp da (ilâh olduğunu) ileri sürdüklerinize yalvarın. Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı ne uzaklaştırabilir, ne de değiştirebilirler.»
Edip Yüksel
56. De ki: "O’nun dışında iddia ettiklerinizi çağırın bakalım, onlar sizden ne sıkıntıyı kaldırabilirler ne de önleyebilirler."
Elmalılı Hamdi Yazır
56. De ki: «Allah’tan başka, ilâh olduğunu sandığınız şeyleri çağırın, size yardım etsinler. Onlar, ne sizden sıkıntıyı kaldırabilirler, ne de değiştirebilirler.
Hakkı Yılmaz
56. De ki: “Allah’ın astlarından, ilâh olduğunu iddia ettiğiniz şeyleri çağırın. Göreceksiniz ki onlar, sizden sıkıntıyı kaldırmaya ve değiştirmeye güç yetiremezler.
Hasan Basri Çantay
56. De ki: «Onu (Allâhı) bırakıb boş yere (Tanrı diye) söylediklerinizi çağırın. Onlar sizden her hangi bir sıkıntı gideremeyecekleri gibi değişdiremezler de.
Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan
56. De ki: “O’ndan başka ilâh sandı(ğınız ve Allah yerine kendisine bağlılık gösterdi)klerinizi çağırın. Onların, sizden ne (bir) sıkıntıyı kaldırmaya ne de (onu sizden) çevirmeye güçleri yeter.”
Hayrat Vakfı Meali
56. De ki: `O`ndan başka (ilâh) zannettiklerinize yalvarın; hâlbuki (onlar) ne sizden sıkıntıyı giderebilirler, ne de (onu başka bir tarafa) çevirebilirler.`
Hüseyin Atay
56. De ki: “Ondan başka savladıklarınızı çağırın.” Sizin bir sıkıntınızı gidermeye de, onu değiştirmeye de güçleri yetmez.
İhsan Eliaçık
56. ONLARA SÖY LE: "Allah'tan başka ilâh sandıklarınızı çağırın bakalım. Ne başınızdan bir sıkıntıyı giderebilirler, ne de değiştirebilirler.
Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)
56. (Rasûlüm! Şiddetli kuraklık yüzünden köpekleri ve leşleri yiyecek duruma düşünce senden dua isteyen o müşriklere) de ki: “O’nun dışında (kendilerinin ilâhlıklarını) iddia etmiş olduğunuz o (Îsâ, Uzeyr, melek ler ve cinler gibi) kimseleri çağırın (da, içine düş tüğü nüz dardan sizi kurtarsınlar)! Ama onlar sizden ne bir sıkıntıyı açmaya, ne de (onu başkalarına) döndürmeye güç bulamazlar.”
Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir
56. De ki: "Onu bırakıp da ilah diye ileri sürdüklerinizi çağırın. Onlar, başınızdaki sıkıntıyı ne kaldırabilirler ne de değiştirebilirler."
Mehmet Okuyan
56. De ki: “O’nun (Allah’ın) peşi sıra (ilah olduğunu) sandıklarınıza yalvarın! (Ne var ki) onlar, sizin darlığınızı gidermeye de (hakkınızdaki hükmü) değiştirmeye de güç yetiremezler.”
Mustafa İslamoğlu
56. DE Kİ: “O’nun dışında kendilerinde (tanrısal güç) vehmettiğiniz kimseleri çağırsanıza; (düş kırıklığıyla) göreceksiniz ki, sizden hiçbir zararı kaldırmaya ya da onu (yararlı bir şeyle) değiştirmeye güçleri yetmeyecektir.”
Mustafa Öztürk
56. [Ey Peygamber!) De ki o müşriklere: "Allah'ın yanı sıra ilah/tanrı olduklarını iddia ettiğiniz [melekler ve cinler gibi) varlıkları [sıkıntıya düştüğünüz zaman] yardıma çağırın bakalım. Halbuki onlar ne başınıza gelen bir felaketi giderebilir ne de bu kötü durumu hayra tebdil edebilir
Ömer Nasuh Bilmen
56. De ki: «O’ndan başka zû’m etmiş olduğunuza dua ediniz. İmdi onlar sizden ne sıkıntıyı açmaya kâdir olurlar, ne de değiştirmeye.»
Sadık Türkmen
56. De ki: "O Allah’tan başka ilâh saydığınız kimselere yalvarırsanız; ne sizden sıkıntıyı kaldırmaya, ne de başka bir yere kaydırmaya güçleri yetmez."
Süleyman Ateş
56. De ki: "O’ndan başka (tanrı olduğunu) sandığınız şeylere yalvarın; onlar ne sizden sıkıntıyı kaldırabilirler, ne de (onu) başka bir yana çevirebilirler.
Süleymaniye Vakfı
56. De ki: “Allah ile aranıza girdiğini iddia ettiğiniz kimseleri çağırın bakalım! Onlar sizin tek bir sıkıntınızı bile giderme gücüne sahip değildirler, onu başka tarafa da çeviremezler[*].”
Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali
56. De ki: "Allah'a yakın saydıklarınızı çağırın, onlar sizden ne zararı uzaklaştırabilirler, ne de (onu yararınıza) dönüştürebilirler.
Yaşar Nuri Öztürk
56. De ki: "O’nun berisinden bel bağladıklarınızı çağırın; onlar, başınızdaki zorluk ve sıkıntıyı ne kaldırabilirler ne de değiştirebilirler."