Ayetler

Yunus 66. Ayetteki Tercüme Hatası

Altta Diyanet'in mealiyle Süleymaniye Vakfının meali peş peşe yazdım, Her iki mealde de aynı renkler aynı kelimeleri gösterir. Diyanet ve pek çok mealde renkli belirttiğim kelimeler yanlış tercüme ediliyor. Süleymaniye Vakfı'nın meali doğrudur. Renkli kelimeleri kıyas yapabilesin diye iki meali peş peşe ekledim. Yanlış tercümelerden dolayı şirki tanıyamıyoruz, kimse bu ayetleri üstüne alınmıyor. Alt tarafa bu kelimelerin ne anlama geldiğini yazacağım.

Diyanet İşleri Meali

YUNUS SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

66. Bilesiniz ki göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır. Allah’ı bırakıp da O’na ortak koştukları sözde tanrılara tapanlar neyin peşinden gidiyorlar? Onlar yalnızca zan peşinde gidiyorlar ve sadece yalan söylüyorlar.

Süleymaniye Vakfı Meali

YUNUS SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

66. Bakın! Göklerde kim varsa, yerde kim varsa Allah’a aittir. Allah ile aralarına birilerini koyup onlardan yardım isteyenler aslında ortak koştukları o kimselere uymazlar. Onlar sadece varsayımların peşinden giderler. Onlar sadece delilsiz konuşurlar.

Bütün şirki anlatan ayetleri renkle belirttiğim gibi "Allah'ı bırakıp", "Allah’tan başkasına tapma" ya da "Allah’a denk tanrılar oluşturma" gibi -okuyanın hiç bir şey anlamayacağı şekilde- çeviriyorlar. Ayetleri böyle çevirince önce Müslümanlar sonra diğer insanlar "bu ayet bana hitap etmiyor, ben Allah'tan başka tanrılara tapmıyorum" diyor ve ayeti üstüne alınmıyor. Ayetlerde katledilen ifadelerden birisi üstteki ayette de "Allah’ı bırakıp" diye çevrilen (مِنْ دُونِ اللَّهِ ) Min Dûnillâh İfadesi. Her sayfaya aynı şeyleri yazmamak için buna kısa bir açıklama yapıp ayrıntı için Ahkaf Suresi 4-5-6. ayetlerinin sayfasını link vereceğim. Min Dûnillâh, Allah ile kulun arasına yaşayan veya ölmüş bir insanın, meleklerin, ruhların vs alınması demek. Doğrudan Allah'tan istemiyor da rütbesi yüksek olduğuna inandığı bir evliyayı yardıma çağırarak istiyor. Askeriyedeki ast üst ilişkisine benzetebiliriz. Allah'ın astından, yani Allah'ın altında ama kendisinden üstün olduğuna inandığı birini/birine çağrıda bulunmak, yardım istemek. Şirk koşanlar Allah'ı bırakmaz, Allah ile aralarına birini alırlar. Bu ayetleri "Allah'ı bırakıp da" diye çevirmek doğru değildir. Doğru tercüme şöyle;

Min Dûnillâh Ne Demek Ve Şirk Hakkında Ayrıntılı Açıklama

Şirk ayetlerinin nasıl katledildiğini, Ahkaf Suresi 4-5-6. ayetlerini ne hale getirdiklerini yazdığım bu sayfadan okuyabilirsin. Ahkaf Suresi 4-5-6. Ayetlerin Katledilmesi

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    66. Haberiniz olsun ki, şu göklerde kim varsa, bu yerde de kim varsa, hepsi Allah’ındır. Allah’tan başka ortaklara da tapanlar ise, hakikatte ortaklara uymuyorlar; ancak kuruntuya (kendi kuruntularına göre onlar, kendileri için Allah katında şefaatçi olacakları zannıyla onlara) uyuyorlar (Yahut onlar neyin peşine düşüyorlar? Ancak zannın peşine düşüyorlar) ve onlar ancak yalan söylüyorlar.

  2. Bayraktar Bayraklı

    66. Biliniz ki, göklerde ve yerde kim varsa onların hepsi yalnız Allah'ındır. O halde Allah'tan başka ortaklara tapanlar neyin ardına düşüyorlar? Doğrusu onlar zandan başka bir şeyin ardına düşmüyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar

  3. Diyanet İşleri

    66. Bilesiniz ki göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır. Allah’ı bırakıp da O’na ortak koştukları sözde tanrılara tapanlar neyin peşinden gidiyorlar? Onlar yalnızca zan peşinde gidiyorlar ve sadece yalan söylüyorlar.

  4. Diyanet Vakfı

    66. İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa yalnız Allah’ındır. (O halde) Allah’tan başka ortaklara tapanlar neyin ardına düşüyorlar! Doğrusu onlar, zandan başka bir şeyin ardına düşmüyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.

  5. Edip Yüksel

    66. Göklerde ve yerde ne varsa ALLAH’ındır. ALLAH’tan başkalarına yalvaranlar aslında koştukları ortakları izlememektedirler. Onlar sadece tahmin yürütüyorlar ve sadece saçmalıyorlar.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    66. Açın gözünüzü! Göklerde kim var, yerde kim varsa hep Allah’ındır. Allah’dan başkasına tapanlar dahi, Allah’a ortak koştuklarına uymuş olmuyorlar, ancak zanna uymuş oluyorlar. Ve yalandan başka bir şey söylemiyorlar.

  7. Hakkı Yılmaz

    66. Gözünüzü açın! Göklerde olan kimseler ve yeryüzünde olan kimseler kesinlikle Allah’ındır. Ve Allah’ın astlarından istekte bulunan kimseler, eş tuttuklarına tâbi olmuyorlar. Onlar sadece zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.

  8. Hasan Basri Çantay

    66. Haberiniz olsun ki göklerde kim var, yerde kim varsa (hepsi) şübhesiz Allahındır. Allahdan başkasına tapanlar dahi (hakıykatde) Allaha katdıkları ortaklara tâbi olmuyorlar. Onlar (kuru) zandan başkasına uymuyorlar ve onlar ancak yalandan başkasını söylemiyorlar.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    66. İyi bilesiniz ki göklerde ve yerdekiler(in hepsi) şüphesiz Allah’ındır. Allah’tan başkalarına tapanlar bile (gerçekte Allah’a) ortak yaptıklarına tâbi olmazlar. Onlar ancak zan ve tahmine uymakta ve sadece yalan uydurup söylemektedir.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    66. Allah`a şirk) koştukları ortaklara uymuyorlar (çünki o putların bunlardan haberleri bile yoktur); (onlar) ancak zanna tâbi` oluyorlar. Ve onlar, sâdece yalan söylüyorlar.

  11. Hüseyin Atay

    66. Dikkat! Doğrusu göklerde ve yerde kim varsa, Allah’ındır. Allah yerine başkasına yalvaranlar, ortaklara bile uymazlar, sadece sanıya uyarlar. Onlar ancak yaklaşık konuşurlar.

  12. İhsan Eliaçık

    66. Açın kulağınızı! Göklerde kim, yerde kim varsa hepsi Allah'ındır. Peki, Allah'tan başkasını tanrılaştırıp tapanlar böyle yapmakla neye uymuş oluyorlar? Uydukları sadece kendi kuruntuları, onlar sadece saçmalıyorlar

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    66. İyi bilin ki; göklerde bulunan (melekler gibi nûrânî varlık)lar da, yerde olan (cinler ve insan)lar da, hiç şüphesiz (her bakımdan) sadece Allâh’a âittir. Allâh’tan başkasına tapmakta bulunan o kimseler, (O’na eş koştukla rı şeylere “Ortaklar” adını vermek teyseler de, gerçek manada kendilerine fayda verecek ve şefaat edecek) birtakım ortaklara tâbi olmuş olmuyor(lar). Onlar ancak (kuru bir) zanna (ve asılsız bir varsa yıma) uymaktadırlar! Ve kendileri (Allâh-u Te`âlâ’ya ortak koştukları şeylerin gerçekten O’nun ortakları ol duğuna inanırken ve bunu açıklarken) ancak yalan uyduruyorlar/ sadece tahmin yürütüyorlar/.

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    66. Bilesiniz ki göklerde kim var, yerde kim varsa, hep Allah'ındır. Allah'tan başkasına tapanlar (gerçekte) Allah'a koştukları ortaklara tâbi olmuyorlar. Şüphesiz onlar ancak zanna uyuyorlar ve sadece yalan söylüyorlar.

  15. Mehmet Okuyan

    66. Dikkat edin! Göklerde ve yerde kim varsa (hepsi) yalnızca Allah’a aittir. Allah’ın peşi sıra ortaklara yalvaranlar neyin peşine düşüyorlar! Onlar, zandan başka bir şeye uymuyorlar ve onlar yalandan başka bir şey de söylemiyorlar.

  16. Mustafa İslamoğlu

    66. UNUTMAYIN ki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah’a aittir. Dahası Allah’tan başkasına ilâhî nitelik yakıştırarak yalvarıp yakaran kimseler, acaba neyin peşine takılmış oluyorlar? Onlar safi zannın peşine takılıyorlar; başka değil, yalnızca hurafe ve spekülatif bilgiye dayanıyorlar.

  17. Mustafa Öztürk

    66. İyi bilin ki göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Buna rağmen Allah'ı bırakıp O'na ortak koştukları putlara tapanlar acaba neyin peşinden gidiyor, hangi akla hizmet ediyorlar?! Aslında onlar sırf temelsiz bir inanış ve anlayışın peşinden gitmekte ve hep yalan söylemektedirler.

  18. Ömer Nasuh Bilmen

    66. Agâh olunuz ki, göklerde kim var ise ve yerde kim var ise şüphe yok ki, Allah Teâlâ’nındır. Allah Teâlâ’dan başkasına tapanlar da şeriklere tebaiyyet etmiş olmazlar. Onlar zandan başkasına tebaiyyet etmiyorlar ve onlar yalan söyler kimselerden başka değildirler.

  19. Sadık Türkmen

    66. Iyi bilin Kİ; göklerdeki ve yeryüzündeki kimseler kesinlikle Allah’ındır. Allah’tan başkasına yalvaran kimseler, gerçekte o ortaklara tâbi olmuyorlar. Onlar sadece zanna/teorilerine/hevalarına tâbi oluyorlar. Ve onlar, sadece saçmalıyor/yalan uyduruyorlar!

  20. Süleyman Ateş

    66. İyi bilki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allâh’ındır. Allah’tan başkasına yalvaranlar (gerçekte koştukları) ortaklara uymuyorlar, onlar sadece zanna uyuyorlar, (hayallerine kapılıyorlar) ve onlar sadece saçmalıyorlar.

  21. Süleymaniye Vakfı

    66. Bakın! Göklerde kim varsa, yerde kim varsa Allah’a aittir. Allah ile aralarına birilerini koyup onlardan yardım isteyenler aslında ortak koştukları o kimselere uymazlar. Onlar sadece varsayımların peşinden giderler. Onlar sadece delilsiz konuşurlar.

  22. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    66. İyi bilin ki, göklerde ve yerde kim varsa yalnız Allah’ındır.(O halde) Allah’ın yanısıra (kutsadıklarından medet isteyip),yalvarıp ortak koşanlar neyin ardına düşüyorlar! Doğrusu onlar, zandan başka bir şeyin ardına düşmüyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.(Sadece zanna uyuyorlar; yalnızca tahmine dayanıyorlar).

  23. Yaşar Nuri Öztürk

    66. Gözünüzü açın! Göklerde kim var yerde kim varsa Allah’ındır! Allah’ın yanında başka şeylere yalvaranlar, ortak koştuklarına uymuyorlar/Allah’ın yanında ortaklara yalvaranlar neyin ardı sıra gidiyorlar? Onlar sadece sanıya uyuyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar.